• Home
  • Tüm Kategoriler
  • Popular
  • Komik Resimler
  • En İyi Fıkralar
  • En son şakalar
  • Nasrettin Hoca Fıkraları
  • +18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
  • Asker fıkraları
  • Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
  • Bayburt Fıkraları
  • Bektaşi Fıkraları
  • Belaltı Fıkraları
  • Büyük Fıkraları
  • Cimri Fıkraları
  • Çocuk Fıkraları, Çocuksu Fıkralar
  • Çorum Fıkraları
  • Deli Fıkraları
  • Dini Fıkralar
  • Doktor Fıkraları
  • Dursun Fıkraları
  • Duvar Yazıları
  • Elazığ Fıkraları
  • Erkek Fıkraları
  • Erzurum Fıkraları
  • Evlilik Fıkraları
  • Fıkra Gibi Komik Olaylar
  • Fıkralar - Corona (Covid-19)
  • Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
  • İngiliz Alman Türk
  • Ingiliz-alman-turk-fikralari
  • Kadın Erkek Fıkraları
  • Kadın Fıkraları
  • Kamyon Yazıları
  • Kapak Edici Fıkralar
  • Karadeniz Fıkraları
  • Karı Koca Fıkraları
  • Kayseri Fıkraları, Kayserili Fıkraları
  • Kısa Fıkralar
  • Komik Hikayeler
  • Komik Şakalar
  • Komik Sözler
  • Köylü Fıkraları
  • Kurban Fıkraları
  • Mardin Fıkraları
  • Matematik Fıkraları
  • Meslek Fıkraları
  • Mühendis Fıkraları
  • Nam-ı Kemal Fıkraları
  • Okul fıkraları
  • Polisler hakkında fıkralar
  • Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
  • Ramazan Fıkraları
  • Sarhoş Fıkraları
  • Sarışın fıkraları
  • Seçim Fıkraları
  • Sekreter Fıkraları
  • Şoför Fıkraları
  • Soğuk Espiriler
  • Spor Fıkraları
  • Tarih Fıkraları
  • Temel Fıkraları
  • Trakya Fıkraları
  • Ünlülerden Fıkralar
Български English Deutsch Español Русский Français Italiano Ελληνικά Македонски Türkçe Українська Português Polski Svenska Nederlands Dansk Norsk Suomi Magyar Româna Čeština Lietuvių Latviešu Hrvatski
My Jokes Edit Profile Logout
  1. En son şakalar
  2. Nasrettin Hoca Fıkraları

Nasrettin Hoca Fıkraları

Add a joke En son şakalar En İyi Fıkralar
Nasrettin Hocanın karısı bir gün ölmüş. İmam karısının cenaze töreninde adet üzere sormuş:
- Merhumu nasıl bilirdiniz. Tabi cemaat doğal olarak:
- İyi bilirdik! Tabi sıra bizim Nasrettin Hocaya gelmiş. O da hiç istifini bozmadan:
- Siz gelin onu bide bana sorun. demiş
0
0
4
Nasreddin hoca bir gün akşehirde camide vaaz vermek için kürsüye çıkıp:
- Ey cemaat bugün size ne söyleyeceğimi biliyormusunuz. Diye sormuş. Camideki topluluk:
- Bilmeyiz demişler. Bunun üzerine hoca:
- Siz bilmeyince bensize ne söyliyeyim. Diyerek kürsüden inmiş ve camide kendisini dinlemeye hazırlanan topluluğu yüz üstü bırakarak cübbesini giydiği gibi camiyi terk etmiş. Hoca ertesi günü yine vaaz etmek için aynı kürsüye çıkmış bu sefer yine topluluğa aynı soruyu sormuş camideki topluluk bu sefer hocayı kaçırmamak için:
- Biliriz cevabını vermişler hoca bu seferde onlara:
- Mademki biliyorsunuz o halde benim söylememe ne lüzum var demiş ve yine topluluğa küserek cübbesini giydiği gibi camiyi terk etmiş. Ertesi gün camideki topluluk hacayı vaazdan kaçırmamak için kimisi biliriz. Kimisi bilmeyiz demeyi kararlaştırmışlar. Hoca ertesi gün vaaz etmek için kürsüye çıktığında topluluğa yine aynı soruyu sormuş. Toplulukta daha evvelden kararlaştırdıkları gibi bazıları biliriz bazılarıda bilmeyiz diye karşılık vermişler. Bu sefer hoca büyük bir ciddiyetle topluluğa dönerek onlara:
- Ne âla öyleyse bilenleriniz bilmeyenlerinize öğretsin cevabını vererek yine kürsüden inmiş ve cübbesini giyerek camiyi terk etmiş.
0
0
4
Nasreddin Hoca'ya dert yanıyorlar:
- "Yahu Hoca senin karın çok geziyor." Hoca:
- "Olur mu canım? O kadar gezse arada bir bizim eve de uğrardı."
0
0
4

Allah, Hocanın her dileğini vermiş ama, bir evladı çok görmüş. Karısı, iki göz, iki pınar, bir yumup, iki döküyormuş.
Bir gün, gene hatuncağız efkarlanır:
“Hamur yapsam, kesenim hani?
Ev süpürsem, gezenim hani? Böylesi dünyayı neyleyim ben!” diye, ah vaha başlayınca, Hoca doğduğuna, doğacağına, dünya evine girdiğine, gireceğine pişman olmuş, başını alıp göle gitmiş; “Balık tutanları seyrederde, belki biraz gözüm, gönlüm açılır!” diye Ama,karısının hali, gözünün önünden gitmiyormuş ki, nereye bastığını bilir mi! Ayağı kaymasıyla, göle yuvarlanması bir olur.
Balıkçılar, tutup çıkarmışlar:
“Ne yaptın be, Hoca?” demişler.
Rahmetli içini çekmiş:
“Ne yapayım, demiş; şu dünyada bir Yunus olamadım, bari yunus balığı olayım, dedim!”
0
0
4
Hoca merhum, bir gün, bir ağaç keserken, yolcunun biri görür:
“Hey, babalık, bindiğin dalı kesme, sonra karışmam ha!” diye seslenir ama, Hoca’nın bir kulağından girer, bir kulağından çıkar; bir, bir daha indirir baltasını. Derken, dal kırılır, gelir, Hoca da boylu boyunca serlir yere. Gayri yarayı, bereyi, düşünen kim! Hemen koşar adamın arkasından:
“Yahu, sen benim düşeceğimi bildin, öleceğimi de bilirsin; gel, deyiver, Allah aşkına!” diye, adamın yakasına sarılır. Adamcağız ne desin, yakasını hocanın elinden kurtarmak için:
“Bunu bilmeyecek ne var! Şu bindiğin eşek bir yellenirse, canın ağzına gelir; bir daha yellendi mi, canın çıkar vesselam!” deyip, yürüyüverir.
Hoca, odununu yükler, evin yolunu tutar ama, eşek bu, yokuş yukarı bir eşeklik etmez mi, canı burasına gelir Hoca’nın, körolasıca, bir daha o eşekliği yapmaz mı! Hoca’nın iflahı tükenir, yıkılıverir yere.
Duyup gelenler, bir iki ah, vah’tan sonra, cenazesini evine kaldıracak olurlar. Çamur, çaylak bir yerden geçerken, “Buradan mı yürüsek şuradan mı yürüsek?” diye hesap, kitap ettiklerini duyunca, Hoca, tabuttan başını uzatır:
“Vallahi, der; ben sağ iken su yoldan gelir giderdim ama, gene de siz bilirsiniz.!”
0
0
4
Nasrettin Hoca, birgün yemek yerken biri sorar:
"Neden 5 parmağınla yiyorsun".
Hoca da:
"6 parmağım olmadığı için.".
0
0
4
Bir gün Hoca, kırda, bayırda dolaşırken iki adamın, dağı, bağ yaptıklarını görür:
“Hele merhaba sonraya kasım ağalar; bu çubuklar burada tutar mı dersiniz?” Adamlar bu söze bıyık altından güler:
“Çubuklar da söz mü, adamı diksen biter; mübarek toprak değil, tutya!” derler.
Hoca kulağına inanamaz:
“Aman, öyle ise beni dikin şuraya, bakalım ne biçim yemiş vereceğim!” der.
Allah’ın dağında vakit nasıl geçecek? Bağcılar tutar, Hoca’yı yarı beline kadar toprağa gömerler; kendileri de bir ağaç altına çekilip, ekmeklerine soğan kırmaya başlarlar.
Hoca, şöyle bir zaman, bir ağaç gibi dikilip durduktan sonra kendi kendini söküp, bağcıların yanına gider.
“Bre efendi, ne diye yerinde durmadın?” deyince onlar, Hoca:
“Vallahi birader, der; ben yerimi sevmedim, yerini sevmeyen ağaç da, tutar mı, tutmadım işte.”
0
0
4
Akşam geç saatte eve gelen Hoca pencerede bir karaltı görür.
Hanımına sus işareti yaparak tüfeğini doğrulttuğu gibi ateşler. Eve girerler, bir de bakarlar ki ateş ettikleri Hocanın cüppesi... "Hanım ucuz kurtulduk. Ya içinde ben olsaydım!" der.
0
0
4
Birisi Hoca'ya iş olsun diye,Hocam ayın üçü mü,dördü mü ?diye sormuş.
Soranın maksadını bildiği için de Hoca:Bilmem,alıp sattığım bir şey değildir... Demiş.
0
0
4
Hoca güzel bir Turnayı kızartıp tepsiye koyar ve Timur'a götürmek üzere yola koyulur. Ancak tepsiden gelen mis gibi kokular Hoca'nın ağzını sulandırır. Bir ağacın altına oturup Turna'nın bir budunu koparır yer. Timur, Hoca'nın getirdiği Turna'nın tek ayaklı olduğunu anlayınca :
- Bu Turna'nın bir budu nerede Hoca?... Diye sorar. Hoca hemen yanıtlar :
- Bizim köyün Turnaları tek bacaklı olur da.. Timur inanmaz, gözüyle görmek ister. Kalkıp Hoca ile birlikte göl kenarına giderler. Gölde Turnalar tek ayakları üzerinde durduklarından Hoca keyifli keyifli söylenir :
- İşte devletlüm gözünüzle görünüz... Timur, Hoca'ya döner :
- Al şu oku at, birini vur... emrini verir. Hoca çaresizlik içinde oku atar. Turnalar birden öteki ayaklarını da çıkarıp kaçmaya başlarlar. Timur :
- Gördün mü Hoca, hepsi de iki ayaklıymış... Hoca lafın altında kalır mı? :
- Aman Sultanım, sizde sıkıyı görseniz iki ayağınızla kaçmaz mısınız?
0
0
4
Nasrettin hoca bir gün pazara gitmiş dolaşıyor, hem de şöyle bir fiyatları yokluyor.
Ahaliden birisi de yanına sokulup soruyor :
- Hocam bugün ay kaç acaba...?
Hoca gayet sakin:
- Valla bilmem evladım uzun zamandır ay alıp satmıyorum.
0
0
4
Hocanın canı meyve ister dalar birinin bahçesine.
Ağaca çıkar ne bulursa atıştırır. Bahçenin sahibi gelir, "ne yapıyorsun benim ağacımda der"
Adam;
"Hadi ötte bir görelim".
Hoca ağzını büzerek bir takım sesler çıkarır. Adam kahka atar:
"Hiç böyle bülbül olurmu" der.
Hoca:
"Bülbülün acemisi böyle öter" der.
0
0
4

Bir gün nasreddin hoca rüyasında bir adamla konuşuyormuş adam 9 akçe diyormuş. Nasreddin hocada 10akçe diyormuş.
Nasreddin hoca rüyadan uyanmış ellerinde hiç akçe yok.
Geri uykuya dalmış ve adama demiş tamam 9 akçe olsun.
0
0
4
Nasrettin Hocayı abisiyle görenler sormuş.
- Hoca, hanginiz daha büyük?
Nasrettin Hoca demiş ki:
- Geçen yıl abim senden 1 yaş büyüğüm demişti. Bir sene geçtiğine göre ikimiz yaşıt olduk.
0
0
4
Bir toplulukta binicilikten söz açılmış. Herkes biniciliğini övmeğe başlamış. Nasrettin Hoca da meraklanmış, anlatmaya başlamış:
- Falanca çiftlikteydim. Kâhya bir at getirdi. Dik başlıydı. Kimseyi yanına yaklaştırmıyordu. Usta binicilerden biri ata binmek istedi, hayvan onu yere vurdu. Bir başkası şansını denedi, o da yuvarlandı. Bir üçüncüsü de yere serilince, iş bana düştü.
Şöyle bir kollarımı sıvadım, eteklerimi belime doladım, el çabukluğuyla hayvanın yelesinden yakaladığım gibi bir sıçradım...
Tam sözün burasında adı geçen kâhya içeri girince, Nasrettin Hoca hiç istifini bozmadan sözünü tamamlamış:
- Ama ben de binemedim.
0
0
4
Hoca, vatandaşın birinden ödünç para alır "Cuma günü paranı veririm" der.
Cuma geçer, ödünç parayı veren adam Nasreddin Hocaya sorar:
- Hoca Efendi, cuma günü ödünç parayı verecektin, ne oldu?
Ben hemen bu cuma vereceğim demedim ya. Allah'ın cumaları çoook!
Elbet bir cuma günü veririm, der.
0
0
4
Bir yolculuk sırasında Nasreddin Hoca'nın yolu bir kasabaya düşer. Hoca orada bazı gariplikler fark eder. Bunlardan biri de bazı evlerin üzerine bayrak dikilmesidir. Hoca ilk fırsatta vatandaşlara sorar:
- Yahu, bazı evlerin üzerinde bayrak asılı, bunun sebebi nedir?
Oradakiler hep bir ağızdan:
- Hocam, o bayrak asılı evlerde küp dolusu altın vardır, derler.
Bayrak dikmenin sebebini öğrenen Nasreddin Hoca, günün birinde çarşıdan kocaman bir küp alarak evine gelir. Sonra da küpün içerisini çakıl taşlarıyla doldurur. Yine âdetmiş, evinde altın olanlar, küplere karşı sohbet ederlermiş. Sıra Nasreddin Hoca'ya gelince bakmışlar ki küpün içerisinde altın yerine çakıl taşları dolu. Misafirlerden birisi:
- Hoca Efendi, bu nasıl iş, senin küpünde altın yerine çakıl taşları dolu, deyince Hoca:
- Yahu komşular neye üzülüyorsunuz, küpte yattıktan sonra altın olsa ne, taş olsa ne? Fark eden ne ki?
0
0
4
Nasrettin Hoca ile karısı bir göl başına çamaşır yıkamaya giderler. Çamaşırı şöyle bir tarafa koyup hazırlanırken bir kara karga sabunu alıp uçar. Karısı Hoca'ya bağırır:
- Yetiş, ayol, karga sabunu kaptı!...
Hoca sükûnetle cevap verir:
- Hiç bağırma! Baksana, onun üstü bizden daha kirli. Bırak, bu sefer de o yıkansın...
0
0
4
  • Önceki Sayfa
  • Sonraki Sayfa

Privacy and Policy Contact Us