• Home
  • Tüm Kategoriler
  • Popular
  • Komik Resimler
  • En İyi Fıkralar
  • En son şakalar
  • Nasrettin Hoca Fıkraları
  • +18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
  • Asker fıkraları
  • Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
  • Bayburt Fıkraları
  • Bektaşi Fıkraları
  • Belaltı Fıkraları
  • Büyük Fıkraları
  • Cimri Fıkraları
  • Çocuk Fıkraları, Çocuksu Fıkralar
  • Çorum Fıkraları
  • Deli Fıkraları
  • Dini Fıkralar
  • Doktor Fıkraları
  • Dursun Fıkraları
  • Duvar Yazıları
  • Elazığ Fıkraları
  • Erkek Fıkraları
  • Erzurum Fıkraları
  • Evlilik Fıkraları
  • Fıkra Gibi Komik Olaylar
  • Fıkralar - Corona (Covid-19)
  • Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
  • İngiliz Alman Türk
  • Ingiliz-alman-turk-fikralari
  • Kadın Erkek Fıkraları
  • Kadın Fıkraları
  • Kamyon Yazıları
  • Kapak Edici Fıkralar
  • Karadeniz Fıkraları
  • Karı Koca Fıkraları
  • Kayseri Fıkraları, Kayserili Fıkraları
  • Kısa Fıkralar
  • Komik Hikayeler
  • Komik Şakalar
  • Komik Sözler
  • Köylü Fıkraları
  • Kurban Fıkraları
  • Mardin Fıkraları
  • Matematik Fıkraları
  • Meslek Fıkraları
  • Mühendis Fıkraları
  • Nam-ı Kemal Fıkraları
  • Okul fıkraları
  • Polisler hakkında fıkralar
  • Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
  • Ramazan Fıkraları
  • Sarhoş Fıkraları
  • Sarışın fıkraları
  • Seçim Fıkraları
  • Sekreter Fıkraları
  • Şoför Fıkraları
  • Soğuk Espiriler
  • Spor Fıkraları
  • Tarih Fıkraları
  • Temel Fıkraları
  • Trakya Fıkraları
  • Ünlülerden Fıkralar
Български English Deutsch Español Русский Français Italiano Ελληνικά Македонски Türkçe Українська Português Polski Svenska Nederlands Dansk Norsk Suomi Magyar Româna Čeština Lietuvių Latviešu Hrvatski
My Jokes Edit Profile Logout
  1. En son şakalar
  2. Nasrettin Hoca Fıkraları

Nasrettin Hoca Fıkraları

Add a joke En son şakalar En İyi Fıkralar
Nasrettin Hoca, Timur Han'ın askerlerinin yanından geçerken askerlerin nişancı komutanı tarafından çağrılır.
- "Hocam şu ağaca yaslanın da askerlerimin hünerlerini size gösteriyim."
Askerlere emir verir:
- "Rahat."
- "Hazır ol."
- "Ateş." kelimesi ile hocanın kavuğuna tam 10 ok gelmiş. Kavuk delik deşik olmuştur.
Komutan:
- "Hocam askerlere söyleyeyim de size yeni bir kavuk getirsinler." der. Hoca:
- "Komutanım izin verin bir adet de şalvar alsınlar." der. Komutan:
- "Hocam biz sizin şalvarınıza bir şey yapmadık ki, ne oldu hayırdır?" diye sorar. Hoca da:
- "Yok canım ben biliyorum, onun da kavuk gibi giyilecek hali kalmadı."
0
0
4
Hocaya bir gün sormuşlar:
- "Hocam burcunuz nedir?" Hoca:
- "Teke" demiş. Ahali:
- "Teke diye bir burç yok ki?" demiş. Hoca:
- "60 yıl önce doğduğumda burcum oğlaktı 60 yıl sonra büyüdü teke oldu" demiş.
0
0
4
Nasreddin Hoca İstanbul'a gitmiş. Orada eşeğini kaybetmiş, aramış aramış bulamamış. Bir otele yerleşmiş. Çarşaflar o kadar temizmiş ki yatamamış yatağın altına girmiş. Oraya karı koca yerleşmiş. Adam karısına:
- "Gözlerinde bütün İstanbul'u görüyorum" demiş. Hoca oradan kafasını çıkarıp:
- "Benim eşşeği de görüyon mu?" demiş.
0
0
4

Kendi haline bakmadan Hoca'yla uğraşmaya kalkışanlar hiç de az değildi. Bunlardan biri Hoca ile alay etmek ister:
- "Hocam, biliyormusunuz benim eşek kadılık yapmaya başladı" der. Hoca Kendisiyle alay etmek isteyenlere dersini vermekte gecikmez. İstifini bozmadan cevap verir:
- "Biliyorum, ben vaaz ederken bir sana bakıyorum bir eşeğe, eşeğin kulaklarını dikmiş beni dinliyordu, hem de senden daha iyi."
0
0
4
Keyif bu ya, Hoca'nın canı bir gün kahve içmek ister. Oralarda bulunan bir kahveye girer ve bir kahve ister. Kahveci latife etmek için, getirdiği kahvenin fincanının altına bir kağıt iliştirir:
- "Hocam, bu kahve Yemen'den gelmektedir. Yolu uzak olduğundan, bu kahveye 20 akçe yetmez, 25 akçe bırak." Hoca bunları okuduktan sonra kahveden bir yudum alır, bakar ki önceden içtiği kahvelerden pek de farkı yok. Kahvesi bittikten sonra kağıdın arkasını çevirir ve kahveciye bir not yazar:
- "Kahveci, kahvenin Yemen den geldiğine şüphem yok, yolu pek uzak olduğundan sana 25 değil, 125 akçe de yetmez. Bu durumda sen iyisimi iflas etmeden kahveni kapat."
0
0
4
Hoca'nın pek adeti de değil ya, bir gün Akşehir Gölü' ne hanımıyla çamaşır yıkamaya gitmişler. hanım yıkıyor, Hoca seriyor derken bir kara kuzguncuk ok gibi atıp sabunu kaptığı gibi havalanmış. Kadıncağız ah vah etmeye kalkınca Hoca: — Boşver hatun, demiş, ne sızlanip duruyorsun, o bizden kirli, temizlensin gariban!
0
0
4
Akşehir'de Rüknettin Efendi adında yobaz bir adam varmış. Rüknettin Efendi şarlatanın biriymiş. Kendisinde olağan üstü güçlerin bulunduğunu ileri sürerek hastalıkları iyileştirmek için muska yazar, nefes eder, halkı dolandırırmış. Nasrettin Hoca bir gün bir toplulukta Rüknettin Efendi'yi her zamanki gibiatıp tutarken görmüş. Rüknettin Efendi şöyle diyormuş yanındökülüre:
- Bir gece düşümde Peygamber Efendimizi gördüm. Peygamber Efendimiz benim ağzıma tükürdü, işte o günden sonradır bir güce kavuştum. kime nefes ettiysem şıppadak iyileşiyor. Nasreddin Hoca, bu şarlatanlık karşısında daha fazla dayanamamış. - Bana bak Rüknettin Efendi demiş. Peygamber Efendimiz aslında senin yüzüne tükürecekti, ama sen esneyince ağzına rastlamış olacak.
0
0
4
Birgün komşulardan birisi hocanın evine gelir borç para ister. Hocada - "şu halının kenarını kaldır oradaki parayı alıver" der, adamda parayıalır gider. Aradan aylar geçer komşu birtürlü payayı getirmez, hocadautanır parayı istemez. komşusu yine parayı şıkışır, tek care hocadan paraistemeye kalır. komşu utana, sıkıla hocanın evine gider borc paraister. hocada gayet sakin bir şekilde yine halıyı gösterir - " Halının altından alabilirsin" der, adam sevinçle halının kenarını kaldırır. - " Hocam burada para yokki" der. Hocada - "bire komşu aldığını koymadınki olsun. "
0
0
4
Bir gün Nasrettin Hoca eşeğine biner ve yola çıkar. Yolda komşusu ile karşılaşır. Komşusu hocaya sorar:
- "Hayırdır inşallah nereye böyle?"
- "Cumaya."
- "Nasıl olur daha bugün salı değil mi?"
Hoca eşeğini göstererek cevap verir:
- "Bunun gibi bir eşeğin olursa, cumaya yetişmek için salıdan yola çıkmak gerekir."
0
0
4
Birgün Nasrettin Hoca başka bir köye gider. Yolda giderken bir adam ile karşılaşır. Adam: Bugün günlerden ne diye sorar. Nasrettin Hocada:
Ben nerden bileyim ben baranın yabancısıyım demiş.
0
0
4
Nasreddin Hoca bir gün ormanda dolaşırken yorulmuş, sıcak basmış. Sırtından yeleğini çıkarıp eşşeğinin üstüne bırakmış ve elini yüzünü yıkamak için dere kenarına inmiş. Hocanın uzaklaşmasını fırsat bilen hırsız yeleği kaptığı gibi uzaklaşıp kaybolmuş. Hoca dinlenip serinledikten sonra eşşeğinin yanına gelmiş, birde bakmış ki ne görsün ı Eşşeğin üzerine bıraktığı yeleğin yerinde yeller esiyor. Hemen kızgın kızgın eşeğin üzerindeki semeri çıkarmış, birde tokat patlatmış eşşeğe:
- Onu bunu bilmem arkadaş, demiş. Bul yeleği, al semeri.
0
0
4
Bir gün Nasrettin Hoca'nın yaşadığı köydeki adamlar toplanmışlar.
Kendi aralarında demişler ki:
- "Nasrettin Hoca her soruya hazır cevap veriyor.
Ona öyle bir soru soralım ki cevap veremesin."
Nasrettin Hoca'ya sormuşlar:
- "Hocam insanlar niçin aynı yerde yaşıyorlar?"
Nasrettin Hoca cevap vermiş:
- "Çünkü insanlar farklı yerlere gitselerdi, dünyanın dengesi bozulurdu."
0
0
4

Bırak Temizlensin Nasreddin Hoca'nın karısı bir gün göl'e çamaşır yıkamaya gitmiş.
Nasreddin Hoca da onunla birlikte gitmiş. Karısı çamaşırları yığıp işe başlayacağı sırada kara bir kedi gelip sabunu kapmış ve kaçmış. Karısı, "Yetiş Hoca Efendi, sabunu kedi kaptı" diye feryadı basmış. Hoca yapacak bir şey olmadığını anlamış ve sakin bir edayla; "Telaşlanma karıcığım, baksana kedinin üstü başı kapkara, o bizden kirli, varsın temizlensin"
Demiş.
0
0
4
Köylünün biri hocaya gelip:
- "Abdest almak için soyunup göle girdiğim zaman ne tarafa döneyim?" diye sorar. Hoca şu cevabı verir:
- "Ne tarafa soyunduysan o tarafa dön ki, elbiselerini çalmasınlar."
0
0
4
Bir gün Timur, Hocayla hoşbeş ederken:
- "Buradan attım kılıcı, varıp Halep'de oynadı bir ucu!" kabilinden, sözü uzattıkça uzatarak, büyüttükçe büyüterek, pireyi deve yapar. Hoca canından bezer. O da tutar, Allah'ın devesini, dev yapılı bir mahluk haline kor:
- "Doğrusu elimden nice develer gelip geçti ama, böylesini görmedim. Uç desem, kanatlanıyor; yürü desem, ayaklanıyor. Ne çare ki, benim çömez misali okuması var, yazması yok!" kabilinden satar, savurur. Timur buna, parmağını ısırır:
- "Aman şu mahluku bir göreyim!" der. Hoca hiç istifini bozmadan:
- "Devletlim bugünlerde, namaz başlarını öğretiyorum. Allah izin verirse, seneye yine geldiğimde, önünüze diz çöksün!" der. Timur seneyi iple çeker. O gün gelince, Hoca:
- "Sormayın efendim, kuranı okumaya başlayınca, öyle bir aşka geldi ki, şimdi de Hafız olacağım diye tutturdu. Allah ecelden aman verirse, bir daha ki seneye getireyim de hıfzını dinleteyim!" deyip Timur'un otağından ayrılır. Timur, gene seneyi iple çekmeye başlar. Hocanın eşi dostu:
- "Bre Hoca, sen kanınla mı oynuyorsun? Kaçın kurdu Timur böyle mavalları yutar mı?" diye çekip çekiştirince, Hoca:
- "Yahu, ne telaş ediyorsunuz, seneye kadar çok zaman var. O zamana kadar ya deve ölür, ya ben, ya da Timur."
0
0
4
Bir gün Hoca eşeğe yüzü arkaya bakacak şekilde yanlış oturmuş.
- "Hoca eşeğine ters biniyorsun!" diye seslenir insanlar. Hoca:
- "Hayır eşeğe ters biniyor değilim. Eşeğin yönü ters."
0
0
4
Bir gün Nasreddin Hoca lokantaya gider. Yemek yer ve tuvaleti gelir. Nasreddin Hoca Birinci kapıyı çalar doludur. İkinciyi çalar doludur. İkinci kapıyı yeniden çalar. İçerdeki:
- " Hoca mendilin varsa çıkar ona et" der. Nasreddin Hoca da mendiline eder. Sonra adamın kafasına atar. Adam tadına bakmak ister:
- "Üüüüüüüüüülokum lokum" der. Nasreddin hoca da:
- "Lokum değil o benim bokum bokum" der.
0
0
4
Bir gün hoca eve yorgun gelir. Karısına:
- "Yemek hazırla da yiyelim der." Yedikten sonra yatarlar. O gece eve üç hırsız girer, tabakları çalarlar. Karısı:
- "Hoca hoca tabakları çalıyorlar" der. Hoca:
- "Boş ver yenisini alırız" der. İkinci gün koltukları çalarlar. Karısı:
- "Hoca hoca koltukları çalıyorlar" der. Hoca:
- "Boş ver yenisini alırız" der. Üçüncü gece karısını çalarlar. Karısı:
- "Hoca hoca beni çalıyorlar der. Hoca:
- "Boş ver yenisini alırız" der.
0
0
4
  • Önceki Sayfa
  • Sonraki Sayfa

Privacy and Policy Contact Us