Temel, trafik polisi olarak, bir kasabaya atanmış. Kasabada her gün, gelene geçene sürekli ceza yazıyormuş. Sonunda kasaba halkının canına tak etmiş ve Temel'i şikayet etmişler. Şikayet üzerine Temel, ıssız bir köy yolunda görevlendirilmiş. Fakat bu ıssız yolda ne gelen varmış ne de giden. Temel sıkıntıdan akşamı zor etmiş. Tam görev yerini terk edecekken, bisikleti ile gelmekte olan bir papaz görmüş. Hemen papazı durdurup yanına yaklaşmış ve sormuş:
- "Papaz efendi, bu ıssız yolda tek başınıza gitmekten korkmuyor musunuz?"
Papaz kendinden emin, Temel'e cevap vermiş:
- "Niye korkayım ki memur bey, ben yalnız değilim ki. Sağımda İsa, solumda Meryem Ana var."
Bunun üzerine Temel, hemen ceza makbuzunu çıkarmış ve papaza demiş:
- "Papaz efendi, size üç kişi ile bisiklete binmekten ceza yazıyorum."
Temel, bir gün hastalanmış ve hastaneye gitmiş. Muayene sırası gelince içeri girmiş ve doktora şikayetini söylemiş:
- "Doktor Bey, kalbim çok hızlı atıyor."
Doktor Temel'in kalbini dinledikten sonra demiş:
- "Efendim, sizin kalbiniz çok hızlı atıyor. Atmaması lazım."
Bunun üzerine Temel koşa koşa eczaneye gitmiş ve eczacıya demiş:
- "Sizde at maması var mı?"
Eczacı cevap vermiş:
- "At maması bizde olmaz, karşıdaki veterinere soracaksınız."
Bunun üzerine Temel eczaneden ayrılmış ve veterinere gelmiş. Temel, veterinerden 5 kutu at maması almış ve çıkmış. Temel, bunları bir ay kullanmış. Bir ay sonra, Temel yeniden muayeneye gitmiş. Doktor Temel'in kalbini tekrar dinledikten sonra demiş:
- "Maalesef kalbinizin atışı neredeyse bitecek kadara azalmış. Bitmemesi lazım."
Bunun üzerine Temel, kızgın bir şekilde doktora sitem etmiş:
- "Yahu doktor bey, siz de çok masraflı oluyorsunuz. Hadi At mamasını buldum da, bit memesini nereden bulacağım şimdi?"
Temel bir gün 0 model BMW satın almış. Havalı havalı, Dursun'un yanına gitmiş ve demiş:
- "Ula Dursun, nasıl buldun arabamı? Ben bununla Trabzon'a 4 saatte giderim."
Dursun biraz şaşkın itiraz etmiş:
- "Araba güzel hoş ama 4 saatte Trabzon'a gitmen imkansız."
Temel iddia etmiş ve Dursun'a demiş:
- "Denemesi kolay. Şimdi yola çıkıyorum. 4 saat sonra beni Trabzon'daki Hüsnü amcanın bakkalından ara. Bak nasıl orada olacağım."
Dursun demiş:
- "Peki deneyelim o zaman."
Dursun, 4 saat sonra Trabzon'da Hüsnü amcanın dükkanı aramış. Gerçekten de telefona Temel çıkmış.
Temel, Biraz havalı, biraz kibirli bir şekilde Dursun'a demiş:
- "Buna BMW derler uşağım. Yavaş bile geldim sayılır. Şimdi bak, İstanbul'a nasıl 3 saatte geri döneceğim."
Temel, konuşmadan sonra telefonu kapatmış ve hemen yola çıkmış.
Dursun, akşama kadar Temel'i beklemiş ama Temel gelmemiş.
Temel ancak 3 gün sonra İstanbul'a geri gelmiş.
Dursun merak içinde Temel'e sormuş:
- "Ula Temel nerede kaldın?"
Temel öfke ve hayal kırıklığı içinde cevap vermiş:
- "Ula Dursun, elin gevuru dünyanın parasını aldığı şu arabaya 5 ileri vites koymuş da, geri viteste cimrilik yapmış, sadece 1 geri vites koymuş."