Temel ile Dursun, bir gün, bir yere davet edilmişler. Temel'in ayağı, aşırı derecede kokuyormuş.
Dursun Temel'e demiş:
- "Temel ayağın kokuyor, bak, davete gidiyoruz, çoraplarını hemen değiştir."
Temel'de bunun üzerine hemen gitmiş, çoraplarını değiştirmiş.
Daha sonra, birlikte davet yerine gelmişler. Bir süre sonra Temel'den kokular gelmeye başlamış.
Kokudan rahatsız olan insanlar, burunlarını tıkamaya başlamışlar.
Bunun üzerine Dursun Temel'e sormuş:
- "Temel, Hani çoraplarını değiştirmiştin?"
Temel cevap vermiş:
- "Valla değiştirdim. İnanmazsın diye de, kirlileri cebime koydum. İşte bak."
Temel, adamın birinin kendisini, iskeleden denize attığını görmüş. Hemen adamın ardından denize atlamış ve boğuşa boğuşa adamı karaya çıkarmış.
Temel'in kurtardığı adam:
- "Yaşamak istemiyorum. Beni niye kurtardın?" diye Temel'e bağırıp çağırmaya başlamış.
Bir süre sonra adam, Temel'in elinden kurtularak yine denize atlamış. Temel de, adamın peşinden denize atlamış ve yine boğuşmuşlar. Güçlü kuvvetli olan Temel, adamı bir kez daha, karaya çıkarmayı başarmış. Boğulmaktan kurtarılan adam, ıslak bir şekilde sahilde yürümeye başlamış. Biraz sonra, adam sahilde bir ağaç bulup kendini asmış. Olay yerine gelen polisler, Temel'i karakola götürmüşler. Karakolda komiser, Temel'in ifadesini almaya başlamış. Komiser Temel'e sormuş:
- "O buz gibi havada, iki kez denize dalıp, adamı sen kurtardın değil mi?"
Temel cevap vermiş:
- "Evet amirim."
Komiser, Temel'e tekrar sormuş:
- "Peki adam kendini astığında, niye gidip ipi kesmedin de, oturup rüzgarda sallanmasını seyrettin?"
Temel cevap vermiş:
- "Ben zavallı adamın, kendini kuruttuğunu düşünmüştüm, amirim."
Temel Amerika'ya çalışmaya gitmiş. İlk yabancılık günlerinden sonra, şehirdeki gece hayatını merak etmiş. Bir gece dışarı çıkmış ve gezmeye başlamış. Bir müddet sonra, bulduğu bir bara girmiş. Barda oturmuş ve içmeye başlamış. Bir süre sonra da çişi gelmiş ve tuvalete gitmiş. Tuvalete girince bir bakmış ki, karşısında altından bir pisuvar varmış.
Temel altın pisuvarı görünce çok şaşırmış tabi ki. Ama çok da hoşuna gitmiş.
Temel, kendi kendine söylenmiş:
- "Vay be, ne güzel. Adamların tuvaletleri bile altından."
Temel, altın pisuvara işemenin zevkine vararak, işini görmüş ve çıkmış.
Ertesi gece, yine aynı bara gitmiş, oturmuş ve içmeye başlamış.
Bir süre sonra, Temel'in yine çişi gelmiş ve tuvalete gitmiş. Fakat tuvalete girince bir bakmış ki, altın pisuvar yok.
Temel buna çok şaşırmış. Bara dönmüş ve barmene sormuş:
- "Dün gece tuvalette altın bir pisuvar vardı, bu gece niye yok?"
Barmen şaşkınlık içinde, önce Temel'e bakmış. Sonra da barın diğer tarafında duran, iri cüsseli adama seslenmiş:
- "Hey patron, dün gece senin saksafona işeyen herif geldi."