• Home
  • Tüm Kategoriler
  • Popular
  • Komik Resimler
  • En İyi Fıkralar
  • En son şakalar
  • Nasrettin Hoca Fıkraları
  • +18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
  • Asker fıkraları
  • Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
  • Bayburt Fıkraları
  • Bektaşi Fıkraları
  • Belaltı Fıkraları
  • Büyük Fıkraları
  • Cimri Fıkraları
  • Çocuk Fıkraları, Çocuksu Fıkralar
  • Çorum Fıkraları
  • Deli Fıkraları
  • Dini Fıkralar
  • Doktor Fıkraları
  • Dursun Fıkraları
  • Duvar Yazıları
  • Elazığ Fıkraları
  • Erkek Fıkraları
  • Erzurum Fıkraları
  • Evlilik Fıkraları
  • Fıkra Gibi Komik Olaylar
  • Fıkralar - Corona (Covid-19)
  • Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
  • İngiliz Alman Türk
  • Ingiliz-alman-turk-fikralari
  • Kadın Erkek Fıkraları
  • Kadın Fıkraları
  • Kamyon Yazıları
  • Kapak Edici Fıkralar
  • Karadeniz Fıkraları
  • Karı Koca Fıkraları
  • Kayseri Fıkraları, Kayserili Fıkraları
  • Kısa Fıkralar
  • Komik Hikayeler
  • Komik Şakalar
  • Komik Sözler
  • Köylü Fıkraları
  • Kurban Fıkraları
  • Mardin Fıkraları
  • Matematik Fıkraları
  • Meslek Fıkraları
  • Mühendis Fıkraları
  • Nam-ı Kemal Fıkraları
  • Okul fıkraları
  • Polisler hakkında fıkralar
  • Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
  • Ramazan Fıkraları
  • Sarhoş Fıkraları
  • Sarışın fıkraları
  • Seçim Fıkraları
  • Sekreter Fıkraları
  • Şoför Fıkraları
  • Soğuk Espiriler
  • Spor Fıkraları
  • Tarih Fıkraları
  • Temel Fıkraları
  • Trakya Fıkraları
  • Ünlülerden Fıkralar
Вицове за Военни Military Jokes Militärwitze Chistes militares Военные анекдоты Blagues militaires Barzellette sui Мilitari, Barz... Στρατιωτικά ανέκδοτα Воени вицеви Türkçe Анекдоти про армію, Анекдоти в... Piadas de caserna Dowcipy i kawały: Wojsko Militär skämt, Militärer Leger moppen Militæret vittigheder, Vittigh... Vitser om militæret Vitsit sotilaista Magyar Bancuri Militari, Bancuri Sold... Anekdoty a vtipy o vojácích a ... Anekdotai apie kariuomenę, Kar... Anekdotes par armiju, Armijā Ratni vicevi
My Jokes Edit Profile Logout
  1. En son şakalar
  2. Asker fıkraları

Asker fıkraları

Add a joke En son şakalar En İyi Fıkralar
Kore`de Türk Tugayından iki Anadolu`lu asker biraz gezmek için firar ederler.
Şehirde bir aşağı bir yukarı dolaşırken inzibat subayı bunları yakalar ve sorar :
- Hani sizin izin kağıtlarınız?... Erler subayı atlatırız umuduyla :
- Biz Amerikalıyız... Diye cevap verirler. Subay durumu anlar, ama hiç bozuntuya vermez :
- Amerika`nın neresindensiniz? diye sorunca :
- İçindenik kumandanım!... Diye yanıt verirler.
0
0
4
Звъни се в полицията: Звъни телефона в КГБ. В полицията звъни телефона: Ѕвони телефонот во полицијата се јавува цајканот и слуша: An old man lived alone in Tasmania. Το τηλέφωνο χτυπά στα κεντρικά της KGB. - Εμπρός.. - Εμπρός, είναι εκεί η KGB; - Μάλιστα, σε τι μπορούμε να σας εξυπηρετήσουμε; - Τηλεφωνώ για να σας πω ότι ο γείτονάς μου Yankel Rabinovitz είναι εχθρός του κράτους. Κρύβει παράνομα διαμάντια μέσα στα κούτσουρα που έχει για την φωτιά. -... An aging man lived alone in Ireland. His only son was in Long Kesh Prison and he didn The phone rings at Federal Drug Enforcement Agency headquarters. "Hello?" "Hello, is this the Federal Drug Enforcement Agency?" "Yes. What can we do for you?" "I’m calling to report my neighbor Tom. He is hiding cocaine in his firewood." "Thank you, this will be noted." Next day, the Drug... Oddział terenowy Centralnego Biura Śledczego w Nowym Targu, dzwoni telefon: - Słucham - Dobry... kciołem podać,że Jontek Pipciuś Przepustnica chowie w stogu drzewa maryhuanę. - Dziękujemy za doniesienie, zajmiemy się tym. - Kolejnego dnia zjawiają się na podwórku u Przepustnicy żądni... Пише мама синові в тюрму: — "Синку, мені так важко самій, треба картоплю посадити, а нема кому навіть город скопати." — "Мамо, ні в якому разі не копайте город! Там я дещо закопав! Бо вас посадять... Trabzonda yaşlı bir adam yaşardı. Domates ekimi için bahçeyi bellemesi gerekiyordu, lakin bu çok zor bir işti. Tek oğlu olan Temel ona yardım edebilirdi, fakat o da hapisteydi. Yaşlı adam oğluna... Egy fickó feljelentést tesz a rendőrségen: - A szomszédom udvarán 15 köbméter fa van! - De uram, ez nem bűn. - De ő Németországból hozta! - Ha nem szemét, akkor ez sem bűn. - De úgy tudom, hogy a... Csörög a telefon a KGB központjában: - Szeretném bejelenteni, hogy Igor Szergejevics a rendszer ellensége. Gyémántokat rejteget a tűzifájában! A KGB azon nyomban kiszáll Szergejevics házához,... Itic suna la Securitate: - Alo, vedeti ca Strul are niste lemne ! - Si ce e cu asta? - A gaurit si a introdus in fiecare lemn bijuterii, Diamante, dolari si, probabil, ceva munitie adusa din... Māte raksta dēlam uz cietumu: - Dēliņ. Pēc tam,kad tevi iesēdināja, es vairs nezinu,ko iesākt. Ar saimniecību galā neitku,dārzu uzrakt nevaru, kartupeļi nav iestādīti... Dēls atbild: - Mamm, dārzā... Milicijoje Kovos su grobstymais ir spekuliacija skyriuje suskambėjo telefonas: - Komjaunimo gatvės 38 namo kieme sukrauti rąstai. Rąstuose paslėpti auksiniai cariniai rubliai ir deimantai... -...
Sovyetler Birliği'nin ayakta olduğu dönemler. KGB'ye ihbar geliyor:
- "Komşum Salamon bir haindir. Devletten elmaslarını saklamak için onu odunluktaki odunların içlerine gizledi." KGB anında baskın düzenliyor, bütün odunları kırıyor, ama ihbar yanlış, bir tek elmas bulamıyorlar.
Salamon'un gözünü korkutup gidiyorlar. Gece geç vakit, Salamon'un telefonu çalıyor:
- "Salamon? Ben Moiz. KGB baskın yaptı mı?"
- "Evet."
- "Kışlık odunlarını kırdı mı?"
- "Evet."
- "Tamam. O zaman ihbar sırası sen de. Ön bahçenin çapalanması gerekiyor..."
0
0
4
Bir Yüzbaşı ile emir eri bir trende yolculuk ediyorlar. Aynı
Kompartmanda çok alımlı bir kız ile annesi de var. Başka kimse
Yok. Bu iki grup birbirlerini tanımasa da yolculuk sırasında tanışırız
Diye çok yakın oturmuşlar. Derken tren bir tünele giriyor, ortalık
Kararıyor. Bir öpücük sesi ve ardından -şırraaak- çok şiddetli bir
Şamar sesi duyuluyor. Tren tünelden çıkıyor. Herkes şaşkın ne oldu
Diye birbirine bakıyor.
Genç kız düşünüyor; (Benim yerime annemi öperlerse, işte böyle şamarı yerler..)
Kızın annesi düşünüyor; (Helal benim kıza, öpüldü ama, hemen
Şamarı yapıştırdı..)
Yuzbaşı düşünüyor; (Ulan asker kızı öptü, şamarı ben yedim...)
Asker gülümsüyor; (İntikamımı aldım daa. Havaya bir öpücük
Yüzbaşıya bir şamar!!)
0
0
4

Cephedeki İrlandalıya karısından gelen mektupta şunlar yazılıydı:
"Erkeklerin hepsi askere alındı, yardım edecek tek kişi kalmadı.
Bu yıl bahçeyi benim bellemem gerekiyor."İrlandalı hemen cevap yazdı:
"Sakın bahçeyi kazma. Silahların hepsi orada gömülü."
Mektup askeri makamlarca okundu. Bir manga er gelip bahçenin her yerini kazarak silah aradı. Eli boş döndüler... Cephedeki İrlandalı, ikinci mektubunda şöyle dedi:
" Bahçenin iyice bellenmiş olduğunu sanıyorum.
Artık sebzeleri ekebilirsin."
0
0
4
Halis öztürk, 1950'de Doğu'dan DP listesinde milletvekili olmuştu. Adı kimliğinde Halis Öztürk diye yazılıydı, ama herkes onu Halis Ağa diye çağırırdı. Halis Ağa dediniz mi Doğu da kuzeyden güneye değin, herkes tanırdı. Gençliğinde eşkiyalık ettiği, yol kestiği söylenirdi. Günahı söyleyenlerin boynuna. Halis Ağa 1950'den 1960'a değin on yıl hiç sektirmeden milletvekili olmuştu.
Derken 1960 Askeri harekatı onu milletvekili olarak bulmuş, yassıada'ya tıkmıştı. Halis Ağayı anayasayı tağyir, tebdil diye bilinen ünlü maddeden mahkemeye vermişlerdi. Yargıç soruyordu :
" Halis Öztürk' müsünüz ? "
" Evet efendim. "
" Söyle bakalım sen Anayasayı tebdil ve tağyir etmişsin ? "
" Neyi ne etmiştim ? "
" Anayasayı çiğnemişsin. "
" Vallahi çiğnemedim. "
" Çiğnemişsin. "
" Vallahi hakim bey , de ki İncil'i çiğnemişim, Tevrat'ı çiğnemişim ,Kuran'ı çiğnemişim, olabilir. Ama bu anayasa nedir, görmemişim, bilmemişim, tanımamışım. "
0
0
4
Temel askerdedir. ilk gün komutan gelir ve:
- Benim adım ali kırç. unutmayın kırç, arada r var. soyadımı yanlış söyleyen veya dalga geçen olursa yakarım.
Komutan ara sıra askerlere kendi soyadını sorar. en sonunda sıra temel'e gelir.
- Temel söyle bakalım benim adım ne?
Temel düşünür ama bi türlü hatırlayamaz. o sırada arkadaşı kopya verir:
- Temel olum unutma arada r var.
- Haah hatırladım komutanım. ali gört!!!
0
0
4
Adam askerden kaçmak için Vietnam'a gitmek istemiyordu.
Tanıdığı sirk sahibi:
- Bunun kolayı var, dedi. Bizim yaşlanıp ölen kaplanın postunu giy, kafese gir. Askerlik şubesi seni kesinlikle bulamaz.
Denileni yaptı ve on gün boyunca kaplan olarak yaşadı.
On gün sonra, kafes temizliği sırasında kendini gorille aslanın arasında bulunca bağırmaya başladı:
- İmdat! İmdat!
Aslan pençesini uzatıp ağzını kapadı:
- Sus, akılsız herif! Hepimizin foyasını ortaya dökeceksin!
0
0
4
Albay askerlerin içki içmelerine engel olmak için kantinin duvarına bir yazı asmıştır. Yazıda :
- İçki öldürür, diye yazıyordur.
Ertesi gün oradan geçen albay ne görsün?Biri yazının altına şunları ilave etmemiş mi :
- Askerler ölmez!
0
0
4
Çin’de görevli Amerikalı bir subay bir gün Pekin’de bir lokantaya girdi.
Garsonun getirdiği Çince mönüye garip garip baktı. Gelen mönüden birşey anlamasa da bozuntuya vermedi ve parmağını Çince bir yazının üzerine basarak garsona gösterip, ne geleceğini merakla beklemeye başladı. Bir müddet sonra garson bir tabak meyve getirdi. Amerikalı subay garsona meyveyi kenara koymasını işaret ederek parmağıyla listedeki başka bir yeri gösterdi. Bu kez, bir dilim pasta geldi. Subayın karnı çok acıkmıştı. Parmak yöntemiyle güzel bir yemek seçemeyeceğini de anlamış bulunuyordu. Çevresindeki masalara baktı. Karşı masada bir Çinli et yemeği yiyordu. Subay, karşı masadaki adamın yediği yemeği gösterdi ve garsona o yemekten getirmesini işaret etti. Yemek geldi. Subay büyük bir iştahla eti yemeye başladı. Birkaç lokma sonra, şimdiye dek bu татта bir et yemeği yemediğini fark etti. Pekin ördeklerinin ününü duymuştu. Bu acaba onun eti miydi?Garsonu çağırdı, eti gösterdi ve kollarını kanat gibi yaparak,
“Vak, vak?!” dedi. Çinli garson soruyu anlamıştı.
“Hayır” anlamında başını salladıktan sonra, doğru yanıtı verdi:
“Hav, hav, hav!”
0
0
4
Çingenelerde bir adet vardır. Bir bebek doğunca annesi bir törenle onun adını koyar. Ama o anda ne söylerse ad olarak o kalır. Bir gün bir bebek doğar ve tam adını koyacağı sırada annesinin *oku gelir. Ve "*okum geldiii!" diye bağırır ve çocuğun adı "*okum geldi" olarak kalır... *okum geldi büyür ve askerlik çağına gelir. Askere gider, komutan adını sorunca "*okum geldi" der. Komutan "giт tuvalete yap da gel" der. *okum geldi de gider tuvalete ve gelir. Bu olay bir kaç kez tekrarlanır. Sonunda bir arkadaşı "onun adı *okum geldi komutanım" der. Günler böyle geçip giderken *okum geldinin askerlikten canı sıkılır ve kaçmaya karar verir.
Akşam olunca duvardan atlayarak kaçarken, komutan kaçtığını görür ve hemen bağırmaya başlar "*OKUM GELDİİİ KAÇIYOR LANNNN!" Bunu duyan askerler saf saf bakarlar. Komutan tekrar tekrar bağırır:
"BOKUM GELDİ KAÇIYORRR LANNN!"
Bunu duyan askerlerden biri şöyle bağırır:
- "YAPINDAAA YAKALIYAAALIIIMMMM KOMUTANIMMMMMMMMMMM"
0
0
4
Temel Nato da havaci olarak askerligini yapiyormus. Ecnebi Komutan askerlere
Parasütle nasil atlanacagini ögretmis.
- ‘Uçaktan atlayinca birinci ipi çekeceksiniz. Parasüt açilmaz ise ikinci ipi
Çekeceksiniz. Yine açilmadi, o zaman Meryem Ana ya dua edeceksiniz.’
Temel uçaktan atlar. Birinci ipi çeker parasüt açilmaz, ikinci ipi
... Çeker yine açilmaz. O sırada yere yavas yavas süzülen komutaninin
Yanindan geçerken sorar:
- ‘Komutanim, komutanim.. O karinin adi neydi ?
0
0
4
Yıllar önce İngiltere'de erler şemsiye kullanmazmış. Şemsiye taşıma hakkı sadece subaylara tanınıyormuş. O yıllarda bir gün genç teğmenlerden biri, koltuğunun altında bir şemsiye ile hızlı hızlı yürüyen eri görünce, beyninden vurulmuşa dönmüş. Eri çağırarak :
- Bu ne küstahlık, demiş. Ve şemsiyeyi aldığı gibi dizinde iki parça etmiş.
- Bu sana bir ders olsun, bir daha böyle küstahlıklar yapma! Neye uğradığını anlamayan er :
- Başüstüne, diyerek selamı çakmış ve şöyle sormuş :
- Teğmenim, beni az önce evine yollayan general şemsiyesini istediğinde kim kırdı diyeyim?
0
0
4

Askeri birlikte teftiş için hazırlık yapılıyormuş.. Bu arada bütün erlere birer diş fırçası dağıtılmış. Er Mehmet'te fırçayı göğüs cebine yerleştirmiş. Kıtayı denetleyen komutan sıra Mehmet'e gelince,cepteki fırçayı göstererek sormuş;
- "Bu ne bu?..
- "Teftiş fırçası komutanım...
0
0
4
Кој го плесна гркот? Mit dem Zug durch den Tunnel gefährliche Zugfahrt Το τρένο Ο Γάλλος και ο Γερμανός Στο ίδιο βαγόνι Το φιλί Влак, в купето пътуват девойка с младата си майка и войник със старшина. Ein Deutscher, ein Österreicher, ein hübsches Mädchen und eine Nonne sitzen in einem Zugabteil. Седят си във влаково купе грък, македонец, млада жена с големи цици и австралийска баба. Пътуват в едно купе, майка с щерка и старшина с войник. Влакът влиза в тунел и се чува силно пляяяс. Излиза влака от тунела, а старшината се държи за бузата и си мисли: В купе на влак пътуват майка с дъщеря си и двама военни - единия старшина, другия редник. In einem Zugabteil sitzen ein Unternehmer und sein Arbeiter mit einer alten und einer hübschen, jungen Frau zusammen, als der Zug in einen Tunnel fährt. A young Programmer and his Project Manager board a train headed through the mountains on its way to Wichita. They can find no place to sit except for two seats right across the aisle from a young woman and her grandmother. Van un madrileño,un valenciano, una guapa y una fea en un vagón de tren....de repente el tren pasa x un tunel a oscuras y se oye PUM!!!!!.... Поезд. Едут генерал, курсант и мать с дочерью. Заезжают в тоннель и слышен звук пощечины. Мысли матери: Under andra världskriget. En tysk officer, en söt ung kvinna, en gammal gumma och en rumän sitter alla i samma kupe i ett rumänskt tåg Allt blir mörkt när tåget kommer in i en tunnel. Man hör först en kyss, sedan en kraftig smäll. Ingen säger något, men när det blir ljust i kupén igen ser man... Sitzen ein Deutscher, ein Österreicher, eine Nonne und eine junge Frau in einem Zugabteil. Der Zug fährt schließlich durch einen Tunnel und es wird stockdunkel. Plötzlich hört man ein Klatschen und einen Schmerzenslaut. Es wird wieder hell. Alle... Viajaban en un Tren, una hermoza mujer, una vieja Fea, un Chileno y un Peruano. El tren paso por un tunel y derrepente en medio de la oscuridad se escucho un tremendo cachetadon, al finalizar el... There was an Scotsman, an Englishman and Claudia Schiffer sitting together in a carriage in a train going through Wales. Suddenly the train went through a tunnel and as it was an old style train,... Een Belg, een Marokkaan, een non en een bloedmooie meid met een kort rokje en een paar ferme tieten zitten in een treincoupe. Op een gegeven moment rijdt de trein een tunnel in, het licht werkt... En un vagón de tren viajan una gorda, una rubia guapísima, un alemán y un andaluz. De pronto el tren se mete en un túnel y se queda el vagón a oscuras. Entonces se oye un guantazo enorme: ¡ZASCA!... An Englishman, a Frenchman, a ravishing blonde and an old lady are sharing a compartment on a train as it winds its way through the Alps. Every now and then the train passes through a tunnel,... In einem Eisenbahn-Abteil sitzen eine umwerfende Blondine, eine Nonne, ein Holländer und ein Deutscher. Der Zug fährt in einen Tunnel und man hört den Knall einer Ohrfeige. Mit roter Wange sieht... En una cabina de tren viajaban un mexicano, un yanqui, una rubia espectacular y una gorda espantosa... Después de unos minutos de viaje, el tren pasa por un tunel, y se oye el sonido de una... Valgkamp På en togtur fra København til Jylland, sad Mogens Lykktoft, Anders Fogh Rasmussen, en smuk blondine og en grim, fed kvinde i samme kupe. Da de kørte gennem Storebæltstunnelen, hørtes... W pociągu w jednym przedziale jadą matka z 18-letnią córką, generał i szeregowiec. Pociąg wjechał do tunelu, nagle słychać plaśnięcie jakby uderzenie w policzek. Co myśli każdy z pasażerów gdy... In uno scompartimento ferroviario ci sono una bella ragazza, una rispettabile vecchia signora, un sergente ed un soldato semplice. Il treno entra in una galleria buia e, per il solito... Un beau jour, dans un train, Chirac, Sarkozy et une belle norvégienne voyagent dans le même compartiment. Ils roulent ainsi, sans se parler, sans que rien ne se passe pendant des heures. Soudain,... Bir albay, bir er, bir yaşlı kadın ve bir de genç kız trende aynı kompartımanda yolculuk etmektedir. Tren bir tünele girip kompartıman Karardığı zaman, mucuk bir öpücük sesi ve ardından... Im D-Zug nach Zürich sitzen ein Schweizer Jüngling , ein großer Amerikaner , ein biederer alter Österreicher und eine Mutter mit ihrer 18jährigen Tochter zusammen in einem Abteil. Schließlich... Un jour dans un train, en Savoie, un Parisien (avec son écharpe du PSG), un Marseillais (avec son écharpe de l Estavam em um trem (na europa) 1 linda jovem francesa, 1 velha alemã, 1 brasileiro e 1 argentino. Os quatro viajavam no mesmo vagão quietos quando, ao passar por um túnel, tudo ficou as escuras. De... Sitting together on a train was Obama, George Bush Jr., a little old lady, and a young blonde girl with large breasts. The train goes into a dark tunnel and a few seconds later there is the sound... Estavam em um trem, uma velha, uma moça muito boa, um argentino e um brasileiro. O trem entrou num túnel muito escuro. Escutou-se um beijo e em seguida ossom de um tapa. A velha pensou: —... Een Nederlander, een non, een Duitser en een dom blondje zitten in de trein. Als ze in een donkere tunnel rijden, klinkt er een klap. Als ze uit de tunnel komen blijkt dat de Duitser van iemand een... Bir tren yolculuğunda komutan ile asker ve karşılarında da güzel bir kız ve yaşlı bir teyze oturuyormuş.. Yolculuk devam ederken tren bir tünele girmiş ve karanlık olmuş, bu sırada bir öpücük ve... Esto eran cuatro pasajeros en el tren: 2 chicas, una con sobrepeso y otra rubia que estaba muy buena, y luego un madrileño y un catalán. Pasa el túnel y por unos segundos quedan a oscuras. De... Un español, un francés, una rubia que está muy buena y una gorda van en un tren. De repente entran en un túnel, se hace la oscuridad y entonces: ¡Plas! Se escucha el sonido de una gran bofetada.... Esto es 4 personas que van en un vagón de un tren, eran: Una gorda, una rubia buenísima, un madrileño y un catalán. Al rato el tren pasa por debajo de un túnel, y se escucha... Plasss... Sale el... Viajavam no vagão de um trem quatro pessoas: uma mulher gostosona, uma velhinha, um cara brasileiro e um argentino. A viagem transcorria normalmente, com os dois homens trocando olhares com a... Yer cekoslovakya. Ikinci dunya savasi donemi. Cekoslovakya alman isgali antinda. Bir tren kompartimani. iceride 4 kisi. Cekoslovak genc ve guzel bir kiz, kizin anneannesi, alman bir subay ve... W pociągu, w jednym przedziale siedzą żołnierz-szeregowy, generał, matka i jej 18-letnia córka. W pewnej chwili pociąg wjechał do tunelu, zrobiło się zupełnie ciemno. Słychać głośne plaśnięcie,... Numa cabine de trem, que ia para Buenos Aires, estavam um brasileiro, um argentino, uma bela francesa e uma velha senhora alemã. Todos estavam bem comportados, quando o trem passou pelo túnel e... Dans le compartiment d’un train se trouve une très belle jeune fille et sa mère ainsi qu’un jeune homme accompagné de son père. Soudain le train passe sous un tunnel et dans un noir absolu retentit... Dans un train, un Anglais , un Français et une jolie Suédoise. Le train entre soudain dans un long tunnel, laissant les voyageurs dans une obscurité totale . Dans le noir complet, on entendit alors... Viajavam num trem um argentino, um brasileiro, uma bela jovem francesa e uma velha alemã, em uma mesma saleta. Quando o trem passa por um túnel, ouve-se o barulho de um beijo estalado e, logo a... U vlaku, u kupeu, sjede zgodna plavuša, časna sestra, Hrvat i Slovenac. Uđe vlak u tunel, nastane totalni mrak i u mraku se čuje masna šamarčina. Izađe vlak iz tunela, a Slovenac se drži za obraz i... Lors d A Pakistani guy, anant, a beautiful girl and an old woman are sitting in a train. The train suddenly goes thru a tunnel and it gets completely dark. Suddenly there is a kissing sound and then a... Um Brasileiro,um Argentino, uma francesinha gatissíma e uma velha alemã viajam em um trem da Europa. Só que em um momento da viagem o trem entra em um túnel, então no escuro, se ouve um beijo e o... No trem estavam um brasileiro, um argentino, uma velha, uma mulher muito gostosa e um argentino. O trem entra num túnel e se ouve um barulho de beijo e logo depois de tapa. A velha pensa: "Um dos... Em um vagão estavam uma loira muito gostosa, uma velhinha, um brasileiro e um argentino. O trem entrou em um tunel ficou tudo escuro e foi ouvido um som de um beijo e logo em seguida um tapa. A... Em um trem viajavam no mesmo vagão um brasileiro, um argentino, uma velhinha de 80 anos e uma gatinha de 22 aninhos simplesmente deliciosa. De repente o trem entra em um túnel e tudo escurece no... Havia um Português, um Americano e uma uma bela alemã sentados junto num vagão de um trem velho que atravessava Tasmania. De repente o trem entrou em um túnel, e como era um trem velho, não havia... Viajavam no mesmo compartimento de um comboio, um português,um argentino, uma loira espectacular e uma gorda enorme. Depois de uns minutos de viagem, o comboio passa por um túnel e ouve-se uma... C Patru persoane calatoreau in acelasi compartiment de tren: un roman, un ungur, o blonda superba si o femeie batrana. La un moment dat trenul intra intr-un tunel. In intuneric se aude sunetul... V kupé vlaku sedí vojín, lampasák a matka s dcerou. Vlak vjede do tunelu. Ozve se mlasknutí polibku a pak hrozná facka. Lampasák si myslí: "Voják si užívá a mě za to fackují." Matka si myslí: "To... Ve vlakovém kupé je matka s dcerou, vojín a plukovník. Vlak vjede do tunelu a je hrozná tma. Vtom se ozve mlasknutí, facka jako prase. Vlak vyjede z tunelu a plukovník si myslí: „Sakra, mladej... Kartą električkoj važiuoja dvi moterys: jauna, sena bei trys vyrai. Električka įvažiuoja į tunelį ir tada pasigirsta bučinio garsas, o iš kart po jo pliaukšteli antausis. Panelė galvoja: - Va tą... Rusas, graži mergina, vokietis ir vienuolė važiuoja vienoje traukinio kupė. Staiga traukinys įvažiuoja į tunelį, kupė visiškai tamsu. Pasigirsta pliaukštelėjimas, o kai traukinys išvažiuoja iš... Važiuoja traukiniu mama su dukra ir kariuomenes generolas su eiliniu. oras grazus saule smarkiai plieskia. privaziuoja traukinys tuneli ir staiga pasidaro tamsu. pasigirsta pliaukstelejimas, ir...
*Dünya Savaşı arefesinde; bir Nаzi subayı, bir yaşlı kadın, bir delikanlı ve bir de genç kız bir tren kompartımanında yolculuk etmektedirler. Tren bir yerde tünele girer.
Karanlıkta, bir öpücük sesi ve hemen ardından da bir tokat sesi duyulur. Tren tekrar ışığa çıkarken, yaşlı kadın şöyle düşünür:
- “Zamane gençleri işte. Oğlan kızı öptü ama tokadı da bir güzel yedi.”
Genç kız şöyle düşünür:
- “Salak oğlan, benim yerime yaşlı kadını öptü ama oh olsun, tokadı da yedi.”
Nazi subayı şöyle düşünür:
- “Işe bak yahu, kızı oğlan öptü, tokadı ben yedim.”
Delikanlı ise şöyle düşünür:
“Oooh canıma değsin. Havaya bir öpücük, Nаzi bozuntusuna okkalı bir şamar!”.
0
0
4
Askerin biri bir bakışta herkesin boyunun ölçüsünü tam olarak doğru söylüyormuş ve arkadaşları buna çok şaşırıyorlarmış. Bir gün bunu komutana da götürmüşler ve olan biteni anlatmışlar. Komutan inanmamış...
- "Söyle bakalım benim boyumun ölçüsü kaç?",demiş.
Asker aşağıdan yukarıya komutanı süzmüş ve.
- "1.75 efendim", demiş.
Komutan:
- "Doğru.. Hayret, nasıl bildin?" demiş.
Asker :
- "Bilirim tabi efendim, ben kereste uzmanıyım.."
0
0
4
Amerika da bir asker, arkadaşı ile yolda giderken elindeki çakısı ile oynarken parmağını kesti. Az ötede bir dispanser vardı.
Asker ;
“- Ben şurada pansuman yaptırayım.” dedi.
İçeri girince karşısına iki kapı çıktı.
Birinde “Hastalıklar”, ötekinde ”Yaralar” yazılı idi.
“Yaralar” kapısından girdi. Yine önünde iki kapı.
Birinde “Kemik”, ötekinde “Yumuşak Doku” yazıyordu.
“Yumuşak Doku” kapısından girdi. Yine iki kapı.
Birinde “Önemli”, ötekinde “Önemsiz” yazıları vardı.
“Önemsiz” kapısından girince kendini sokakta buldu.
Dışarı çıkınca arkadaşı sordu ;
“- Nasıl, iyi baktılar mı?”
“- Hayır; ama teşkilat mükemmel!..”
0
0
4
Teyo Kore harbindedir. Gülle, top, mermi sesleri arasinda ne olup bittiğini anlamak için kafasını siperden çıkarır çıkarmaz bir kurşun "vizzz" diye
Kulağının dibinden geçince Teyo sinirlenir:
- Itoglitler demiller ki atar herifin gözüni kor ederih..!
0
0
4
В щатския армейски център назначили нов служител. Штатский Джонс был назначен в армейский учебный центр, где он должен был просвещать рекрутов по поводу различных правительственных обязательст вперед ними, особенно о Страховании Жизни Военослужащих (СЖВ). Airman Jones was assigned to the induction center, where he advised new recruits about their government benefits, especially their GI insurance.
Sigortacının biri orduya gider. Askerler içtimadadır. Baslaranlatmaya:
- "Ben size sigorta satmaya geldim. Sigorta olmayanlar savaşa gittiğinde beynine bir kursun yerse, ailesi hiç para alamaz; sigortalı olanların ailesine ise, devlet yüklü bir para öder. Simdi kimler sigorta yaptırmak istiyor?"Kimseden ses çıkmaz. İki kez daha anlatır ama yine ses çıkmaz. Sigortacı gitmek üzereyken kıdemli bir Başçavuş gelir ve:
- "Bir de ben anlatayım, ben bunların dilini konuşurum" der ve askerlere seslenir:
- "Beyler, şimdi sigorta olup da beynine kurşun yiyenlere devletin ne kadar para ödeyeceğini duydunuz mu?
"-Duyduk" der herkes.
- "Şimdi siz hesap edin. Bundan sonra ilk çıkacak savaşta devlet,savaşa sigorta olanları mı, sigortasız olanları mı sürer?"
0
0
4
  • Önceki Sayfa
  • Sonraki Sayfa

Privacy and Policy Contact Us