• Home
  • Tüm Kategoriler
  • Popular
  • Komik Resimler
  • En İyi Fıkralar
  • En son şakalar
  • Nasrettin Hoca Fıkraları
  • +18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
  • Asker fıkraları
  • Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
  • Bayburt Fıkraları
  • Bektaşi Fıkraları
  • Belaltı Fıkraları
  • Büyük Fıkraları
  • Cimri Fıkraları
  • Çocuk Fıkraları, Çocuksu Fıkralar
  • Çorum Fıkraları
  • Deli Fıkraları
  • Dini Fıkralar
  • Doktor Fıkraları
  • Dursun Fıkraları
  • Duvar Yazıları
  • Elazığ Fıkraları
  • Erkek Fıkraları
  • Erzurum Fıkraları
  • Evlilik Fıkraları
  • Fıkra Gibi Komik Olaylar
  • Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
  • İngiliz Alman Türk
  • Ingiliz-alman-turk-fikralari
  • Kadın Erkek Fıkraları
  • Kadın Fıkraları
  • Kamyon Yazıları
  • Kapak Edici Fıkralar
  • Karadeniz Fıkraları
  • Karı Koca Fıkraları
  • Kayseri Fıkraları, Kayserili Fıkraları
  • Kısa Fıkralar
  • Komik Hikayeler
  • Komik Sözler
  • Köylü Fıkraları
  • Kurban Fıkraları
  • Mardin Fıkraları
  • Matematik Fıkraları
  • Meslek Fıkraları
  • Mühendis Fıkraları
  • Nam-ı Kemal Fıkraları
  • Okul fıkraları
  • Polisler hakkında fıkralar
  • Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
  • Ramazan Fıkraları
  • Sarhoş Fıkraları
  • Sarışın fıkraları
  • Seçim Fıkraları
  • Sekreter Fıkraları
  • Şoför Fıkraları
  • Soğuk Espiriler
  • Spor Fıkraları
  • Tarih Fıkraları
  • Temel Fıkraları
  • Trakya Fıkraları
  • Ünlülerden Fıkralar
  • Chuck Norris fıkraları
  • Futbol fıkraları
  • Kaynana fıkraları
  • Yahudiler hakkında fıkralar
Български English Deutsch Español Русский Français Italiano Ελληνικά Македонски Türkçe Українська Português Polski Svenska Nederlands Dansk Norsk Suomi Magyar Româna Čeština Lietuvių Latviešu Hrvatski
My Jokes Edit Profile Logout
  1. En son şakalar

Add a joke
Bir gün Temel'in annesi ölmüş. Cenaze namazında, bir kenarda duruyormuş. Temel'in cenaze namazına katılmadığını gören Dursun sormuş:
- "Ula Temel, cenaze namazına neden katılmıyorsun?"
Temel cevaplamış:
- "Ben cenaze namazı kılmasını bilmiyorum."
Aradan bir hafta geçmiş. Bu kez de Temel'in kayın validesi ölmüş. Temel bu kez en ön sıradaymış. Temel'i en ön sırada gören Dursun, Temel'e sormuş:
- "Hani sen cenaze namazı kılmasını bilmiyordun?"
Temel cevap vermiş:
- "Ula dursun, ha bu cenaze namazı değil ki, bayram namazı."
0
0
4
Temel Fıkraları | Ebeveyn Fıkraları
Temel, yol ortasındaki bir su birikintisinin yanında duruyormuş. Oradan arabasıyla geçmekte olan bir adam Temel'e sormuş:
- "Bu su birikintisi derin mi? Arabayla geçilebilir mi?"
Temel cevaplamış:
- "Derin değil, geçebilirsin."
Adam, Temel'e güvenerek suya arabasıyla girmiş. Fakat araba bir anda suya gömülmüş. Adam, kan ter içinde, suyun içindeki arabasından çıkmış. Öfkeli bir şekilde Temel'in yanına gelmiş ve Temel'e sormuş:
- "Hani su derin değildi?"
Temel cevap vermiş:
- "Abi vallahi benim suçum yok. Biraz önce bir ördek geçti, su ördeğin beline geliyordu."
0
0
4
Temel Fıkraları
Dursun, feci bir trafik kazası geçirmiş ve koma halinde hastaneye kaldırılmış. Kendine geldiğinde, bir kolunun olmadığını görmüş. Bunun üzerine Dursun'un morali çok bozulmuş ve doktora demiş:
- "Ben tek kolla nasıl yaşarım şimdi. Kendimi hastanenin penceresinden atıp intihar edeceğim." Doktor bakmış ki, Dursun çok ciddi, başlamış Dursun'a nasihat etmeye:
- "Bak evladım, insan tek kolla da yaşayabilir, ölmediğine şükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yıl Temel de kaza geçirdi. Onun iki kolunu birden kesmek zorunda kalmıştık. Ama o senin gibi bağırıp, hastaneyi birbirine katmadı. Şimdi de gül gibi yaşayıp gidiyor. İnanmazsan giт de bak."
Dursun, biraz sakinleşmiş ve hastaneden çıkarak Temel'in evine gelmiş. Eve geldiğinde, hakikaten Temel'in iki kolunun da kesik olduğunu görmüş. Fakat bir bakmış ki, Temel bahçede kıvıra kıvıra dans edip oynuyormuş. Dursun'un kafası karışmış ve hayretler içinde Temel'e yaklaşıp sormuş:
- "Ula Temel, iyi ki seni gördüm, yoksa hayatım gidiyordu. Benim bir kolum kesildi diye neredeyse intihar edecektim. Gördüm ki senin iki kolun kesik, ama bir dansöz gibi oynayıp göbek atıyorsun."
Bunun üzerine sinirlenen Temel, acı içinde cevap vermiş:
- "Ula Dursun, sen manyak mısın, ne göbek atması? Sırtım fena halde kaşınıyor. Çatlamak üzereyim."
0
0
4
Temel Fıkraları

Adamın biri, arabasıyla bir köyden geçiyormuş. Yolda giderken, tavuğun birini arabasıyla ezmiş. Hemen arabasını kenara çekmiş. Ezdiği tavuğu eline alarak, köye doğru yürümeye başlamış. Biraz sonra Temel'e rastlamış ve ezdiği tavuğu gösterip sormuş:
- "Bu tavuğun sahibi kimse parasını ödeyeceğim, sahibini tanıyor musunuz?"
Temel kendinden emin bir şekilde cevap vermiş:
- "Ha bu tavuk bizim köyün değildir. Bizim köyde böyle yassı tavuk yoktur."
0
0
4
Temel Fıkraları
Temel ve Dursun çarşıda gezerlerken, üzerlerinden bir helikopter geçmiş. İkisi de hayatlarında ilk kez helikopter görüyorlarmış. Dursun merak içinde Temel'e sormuş:
- "Ula Temel, o neydi öyle?"
Temel cevap vermiş:
- "Ula Dursun, ne olacak, olsa olsa bin yaşında bir sinektir."
0
0
4
Temel Fıkraları
Temel, bir gün postaneye gitmiş. Sırada kimse yokmuş. Fakat memur telefonla konuşuyormuş. Bir an önce işini halletmek isteyen Temel, gişedeki memura seslenmiş:
- "Ben havale yapacaktım."
Telefonla konuşan memur, Temel'in yüzüne bile bakmadan söylenmiş:
- "Sıraya geç, sıraya."
Temel'de arkasına bakmış. Ama kendisinden başka kimseyi görememiş. Bunun üzerine Temel, memura tekrar seslenmiş:
- "Ben havale yapacaktım."
Memur da yüksek sesle:
- "Kardeşim görmüyor musun? Sıra var." demiş ve telefonla konuşmaya devam etmiş.
Temel bir kez daha arkasına bakmış, ama yine kimseyi görememiş. Sabrı tükenen Temel, çok sinirlenmiş ve telefonla konuşmaya devam eden memura, okkalı bir tokat atmış. Tokadı yiyen memur ayağa fırlamış ve Temel'e bağırmış:
- "Manyak mısın be adam, ne vuruyorsun?"
Temel de cevap vermiş:
- "Asıl Sen manyak mısın? Bu kalabalıkta benim vurduğumu nereden çıkardın?"
0
0
4
Temel Fıkraları
Temel, uluslararası bir toplantıya katılmış.
Ülke temsilcileri, teker teker yapmayı planladıkları projelerini anlatmaya başlamışlar.
İlk önce Amerikalı söze başlamış:
- "Biz Mars'a gideceğiz."
Sonra Alman söz almış:
- "Biz yakıtsız giden otomobil üreteceğiz."
Ardından Fransız söz almış:
- "Biz atom bombasını etkisiz hale getireceğiz."
Temel de diğerlerinden geri kalmamak için demiş:
- "O da bir şey mi biz de yakında güneşe gideceğiz."
Sohbete katılanların gözleri fal taşı gibi açılmış ve içlerinden biri Temel’e demiş:
- "Güneşe gidemezsiniz! Çünkü orası çok sıcak, yanarsınız."
Temel de cevap vermiş:
- "Onu biz de biliyoruz. Biz gündüz gitmeyeceğiz ki, akşam serinliğinde gideceğiz."
0
0
4
Temel Fıkraları | Almanlar hakkında fıkralar | Amerikalılar Hakkında Fıkralar
Bir gün Temel ve Fadime’nin köpekleri kaybolmuş.
Fadime telaş içinde Temel’e demiş:
- "Hemen gazeteye ilan verelim."
Temel cevap vermiş:
- "Saçmalama Fadime, köpeğin okuma yazması yok ki."
0
0
4
Temel Fıkraları
Temel ile Dursun kahvehanenin önünde oturmuş sohbet ediyorlarmış.
Dursun bir anda Temel'e seslenmiş:
- "Ula Temel, koş. Senin arabayı çalıyorlar."
Temel hemen fırlamış ve arabanın arkasından koşmaya başlamış.
Bir süre sonra Temel, eli boş olarak geri dönmüş.
Dursun merak içinde sormuş:
- "Ula Temel ne oldu, arabayı yakalayabildin mi?"
Temel cevap vermiş:
- "Merak etme uşağım, arabayı yakalayamadım ama plakasını aldım."
0
0
4
Temel Fıkraları | Kahve Fıkraları
Temel bir gün İstanbul'a gelmiş. O gün 5 dakikada bir top atışı yapılmaktaymış.
Temel merak edip birine sormuş:
- "Hemşerim bu top atışları neyin nesi?"
Adam cevaplamış:
- "Kraliçe Elizabeth'in gelmesi sebebiyle top atışı yapılıyor."
Aradan yarım saat geçmiş ve top atışları devam etmekteymiş.
Temel bir başkasına yine sormuş:
- "Bu top atışları neden?"
O da aynı cevabı vermiş:
- "Kraliçe Elizabeth için top atışı yapılıyor.
Aynı cevap üzerine Temel, kızmış ve demiş:
- "Ulan, yarım saattir bir karıyı vuramadılar be!"
0
0
4
Temel Fıkraları
Dursun bir gün Temel'e sormuş:
- "Dünyanın en mesut insanı kimdir?"
Temel demiş:
- "Adem babamızdır."
Dursun merak içinde sormuş:
- "Neden ki?"
Temel cevap vermiş:
- "Çünkü onun kaynanası yoktur daa!"
0
0
4
Temel Fıkraları | Ebeveyn Fıkraları | Kaynana fıkraları
Temel, kahvehanede oturmuş, arkadaşı Dursun’a av maceralarını anlatıyormuş:
- "Geçenlerde ormana ava gittim. Birden bir ayı ile karşılaştım. Hemen tüfeği atıp kaçmaya başladım. O da beni kovalamaya başladı. Tam ayının nefesini ensemde hissettiğim anda ayı kayıp yere düştü. Bu durumu fırsat bilip arayı açmayı başardım. Ama ayı yine peşime düştü. Yine ayının nefesini tam ensemde hissettiğim anda ayı tekrar kayıp yere düştü."
O arada Dursun, dayanamayarak Temel’e demiş:
- "Ula Temel, çok cesaretli adamsın. Ben senin yerinde olsaydım, altıma ederdim."
Bunun üzerine Temel cevap vermiş:
- "Ula Dursun, sen ayının neye basıp kaydığını zannediyorsun ki?"
0
0
4
Temel Fıkraları | Kahve Fıkraları

Bir gün Temel'in kızı Dursun ile evlenmiş. Birkaç hafta sonra Temel'in kızı ile Dursun bozuşmuşlar.
Dursun da Temel'in kızını dövmüş. Kız da ağlayarak Temel'in yanına gitmiş. Temel’e başından geçenleri anlatmış. Temel kızını dinledikten sonra Dursun’a çok kızmış. Bunun üzerine, kızını bir de kendisi dövmüş.
Bunu gören Temel’in karısı şaşkınlık içinde Temel’e sormuş:
- "Ula Temel, kızını niye dövdün?"
Temel de öfkeli bir şekilde cevap vermiş:
- "Dursun benim kızımı döverse, ben de onun karısını böyle döverim işte."
0
0
4
Temel Fıkraları
Bunalima giren rahip, ruh doktoruna gitti. Doktor, uzun uzun dinledi ve tedaviyi söyledi:
"Birkac gün için üzerinden bu elbiseleri çıkar.. Alelade insanlar gibi giyin. Büyük sehre giт. Keyfince yasa.." Rahip atladi gitti Londra ya.. Guzel yemekler yedi, güzel filmler, muzikaller izledi. Sonunda bir gece bir торlеss bara ugradi.. Masanin başına bikinisinin sadece altı olan bir harika sarisin geldi.. "Ne icersiniz peder?.. " Rahip panikledi.. "Nereden anladiniz?" diye sordu telas içinde.. "Bakin" dedi garson kiz.. "Ben Rahibe Teresa.. Benim doktorum da aynı.."
0
0
4
Sarışın fıkraları
Bir uçak Afrika'nın balta girmemiş ormanlarının üzerinden geçerken düşer. Uçak küçük bir nakliye uçağıdır ve sadece Amerikalı pilot kurtulur. Ormanda yaşayan bir zenci kabile bu pilotu bulur. İyileştirir ve pilot gel zaman giт zaman bu kabilenin içinde yaşamaya alışır. Derken yıllar geçer ve kabilede çocuklar beyaz ve sarışın doğmaya başlar. Bir, iki... Kabile şefi bakmış ki bu iş böyle olmayacak pilotu karşısına alıp konuşmaya karar verir. Pilotu çağırır ve sorar:
- "Nedir bu, yani sen geldikten sonra çocuklarımız beyaz doğmaya başladı?" der şef. Pilot da kendini savunmak için şöyle der:
- Sayın şefim siz burada ormanların içindesiniz bilmezsiniz, doğal seleksiyon denen birşey var yani canlılar zaman geçtikçe özelliklerini değiştirir. Mesela şu atı ele alalım; bakın at çok güzel beyaz bir at, ama yavrusu siyah olmuş? Şef bir ata bakar, bir yavrusuna, bir de pilota ve şöyle der:
- Tamam sen onu unut, ben de bunları unutacağım.
0
0
4
Sarışın fıkraları | Havacılık ve uçak fıkraları | Pilot fıkraları | Amerikalılar Hakkında Fıkralar | Patronlar Hakkında Fıkralar
Sarışın Kumral ve esmer olmak üzere üç kişi teker teker aynanın karşısına geçmiş bu ayna karşısında yalan söyleyenler kayboluyormuş. esmer aynanın karşısına geçince; - ben dünyanın en güzeli olduğumu düşünüyorum demiş ve kaybolmuş. kumral; - aynada kendine bakıp düşünüyorum da ne kadar çekici bir insanım demiş ve o da yokolmuş sıra sarışına gelince o da; - ben düşünüyorum der demez yokolmuş...
0
0
4
Sarışın fıkraları
Hep sarısın kadınlar aptal olacak degıl ya! bır ınsaatta 3 arkadaş calısıyorlar. Bırı esmer bırı kumral bırıde sarısın. Ogle yemeklerını beraber yıyorlar. Esmer olan cantasını acıyor ton balıklı sandıvıc - "of be hergun her gün ton balıklı sandıvıc eger yarında karım ton balıklı sandıvıc yapsın ınsaatın tepesınde kendımı atacagım." kumral acar cantayı recellı sandıvıc oda aynı sozlerı söyler ve yarında aynı sandıvıc olursa kendını atacagını dıle getırır. sarısın cantayı acar peynırlı sandıvıc . Oda aynen kendını atacagını söyler. ertesı gün esmer acar ton balıklı sandıvıc kendını asagıya atar ve olur kumral acar recellı sandıvıc kendını atar ve olur sarısın acar peynırlı sandıvıc ve kendını atar olur cenaze torenınde hanımları aglamaklı bır sekılde konusmaya baslarlar kumralın hanımı - "ben nerden bılebılırdımkı hergun ayrı ayrı ıstedığını sevdığını zannederdım hergun aynı sandıvıcı yapardım hıc de sıkayet etmezdı" kumralınkıde aynı sekılde devam eder ama sarısının hanımı bır yandan aglar bır yandada gulmemek ıcın kendını zor tutar dıgerlerı sorar - "sen nıye gülüyorsun sarısının hanımı - "kardeşım ben sızınkılerı anlıyorum sandıvıcı sız yapıyordunuz ama benım bey her sabah kendı sandıvıcını kendı yapardı"
0
0
4
Sarışın fıkraları
Anadolu'nun bir köyünde Türkiye'nin en yaşlı adamının yaşadığı haberi gelmiş. Adamı apar topar tutup İstanbul'a getirmişler. Show TV'de ana haber bültenine çıkarmışlar. Reha Muhtar yaşlı adama sormuş; - "Amca, bu kadar sene yaşadın, bize en güzel anını anlatırmısın?". Adam anlatmaya başlamış; - "Oğlum, bizim eşeğin sıpası kaybolmuştu, köy gençleri toplanıp aramaya koyulduk. Velhasıl sıpayı dağın arkasında bulduk. Hayvanı dağın arkasından getirirken şeytan dürttü, serde gençlik te var. Eşek gözümüze güzel gcıkta sıpayı"... Reha adamı süsturmuş; - "Aman amca başka güzel anın yok'mu?". - "Varr.. Bi gün muhtarın kızı kaybolmuştu, aramaya koyulduk, dağın arkasında bulduk. Dağın arkasından getirirken şeytan dürttü, serde gençlik te var. Kız gözümüze güzel göründü. Oracıkta"... - "Amca senin bütün güzel anıların böyle ise bir de kötü anını anlat bakalım". - "Hiç sorma oğlum, bir gün bende kayboldum"...
0
0
4
Sarışın fıkraları
  • Önceki Sayfa
  • Sonraki Sayfa

Privacy and Policy Contact Us