Cinsiyet: Kadın; Yaş:30; İl: İstanbul Yıllar önce dedemi doktora götürmüştük. Doktor, tahlil yapılacağı için:
- Karnınız aç mı tok mu?” diye sorduğunda şu karşılığı almıştı:
- Sağ ol evladım, gelin sabah börek yapmış, yedim, bir şey istemem
Cinsiyet: Kadın; Yaş: 24; İl: İzmir Bir haftadır günlük tutuyorum. Şunu anladım ki boşa yazıyorum. Her günüm aynı geçiyor. İlk günü yazıp gerisini fotokopi çeksem de olurmuş. Ne kadar monoton bir hayatım varmış
Cinsiyet: Erkek; Yaş:20; İl: İzmir Ailem beni aldırmak istemiş. Doktor:
- Burada alamayız, daha iyi şartları olan bir hastaneye gitmelisiniz, demiş.
100 km. uzaktaki üniversite hastanesine gitmek bizimkilere zor gelmiş ve ben doğmuşum!
Cinsiyet: Erkek; Yaş: 31; İl: İstanbul Hafta sonu evde karımla birlikte “Örümcek Adam 2” filmini izliyorduk. Filmin bir sahnesinde Örümcek Adam kurtardığı sevgilisi için iki bina arasında büyük bir ağ yaptı, birlikte o ağda gökyüzünü seyrettiler. Tam da o sahnede karımın bana söylediği:
- Sen bana hiç böyle bir ağ yapmadın, cümlesinden sonra kadınları anlama çalışmalarıma bir son vermiş bulunuyorum. Duyurulur.,
Cinsiyet: Kadın; Yaş: 35; İl: İstanbul Bebeklerini oturma odasında bırakan kızıma biraz da çıkışarak:
- Şu çocuklarını toplar mısın,dedim.
3,5 yaşındaki kızımdan cevap gecikmedi:
- Onlay senin toyunun!!
Ben mi?
Cevap bile veremedim.
1. Versiyon Kadin / Erkek: Bir erkegin hayati nasil karartilir?
Kadin: Saçimi kestireyim mi?
Erkek: Olur.
Kadin: Ama kiyamiyorum.
Erkek: Öyleyse kestirme.
Kadin: Canim degisiklik istiyor… Erkek: O halde kestir.
Kadin: Bana akil vermeyi birak delilere verir gibi.
Erkek: Eger nasil hosuma gittigini bilmek istiyorsan sana derimki uzun saçli. Bunu biliyorsun.
Kadin: Beni tanidiginda kisaydi.
Erkek: Ve sana tam olarak ne dedigimi hatirliyorum: ‘Ne güzel olurdun uzun saçla’.
Kadin: Ama herkes kesmemi söylüyor.
Erkek: Bu durumda kuaföre giт ve birak uyuyayim lütfen. Bunu senden Allah rizasi için istiyorum.
Kadin: Peki nasil kestireyim? Kat kat mi yoksa perçemli mi?
Erkek: Kat kat.
Kadin: Bana yakisacagini sanmiyorum çünkü saçim çok düz.
Erkek: Birak perçemli olsun.
Kadin: Çok yorucu.
Erkek: Yordugu zaman tekrar kestirirsin.
Kadin: O zaman asla uzatamam.
Erkek: Uzatmak istiyorsan kestirme güzelim.
Kadin: Bana güzelim deme!!!!!!!
Erkek:?!?!?!?!!
2. Versiyon Kadin / Kadin:
1. Kadin: Ah sekerim saçini mi kestirdin? Ne kadar güzel olmussun!!!
2. Kadin: Ay sahi mi söylüyorsun? Ben pek emin olamiyorum. Ay çok mu kisa oldu acaba…?
1. Kadin: Amaaan ne alakasi var. Benim yüzüm bu kadar genis olmasa ayni kesimi bende denerdim. Benim su saçim klasik oldu artik yeni bir modele hiç cesaret edemiyorum.
2. Kadin: Ay yapma Allah askina nesi varmis yüzünün…. Bak söyle suralarindan kat verdirsen harika olur!! Benim de boynum uzun olmasa ayni seninki gibi bir model yaptirirdim.
1. Kadin: Ah sekerim sende bir alemsin. Keske benimde boynum seninki gibi olsa. En azindan su çökük omuzlarimin dikkat çekmesini engellemis olurdum.
2. Kadin: Ayol sen ne diyorsun?.. Senin gibi omuzlari olsun isteyen bir sürü kiz var… Giydigin her sey sana öyle yakisiyor ki.. Birde benim su kisa kollarima bak. Omuzlarim seninkiler gibi olsaydi giydigim bluzlar üstümde emanet gibi durur muydu? Vir vir vir dirdirdir…
3. Versiyon Erkek / Erkek:
1. Adam: Saçini mi kestirdin?
2. Adam: Evet 1. Adam: Sihhatler olsun abi!..
2. Adam: Sagol…
Kadının dırdırı – Erkeğin Sükutu.
Şehirlerarası otobüste gece 23:00’dan sabah 05:00’a kadar nefes almadan konuştuktan sonra, şoföre; ”Kaptan bey evladım, kusura bakma seni de uyutmadık!” diyen yurdum teyzesine alkışyokmu?
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Annemin damatları için yorumu:
“Bütün öküzler de bizi buluyor; nasıl ot yetiştirdiysem artık..
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ On bir yaşındaki oğlum babasına, ileride kıllı bir erkek olmaktan çok korktuğunu söylüyor. Kocam da “Ne var kıllı olmakta oğlum, benim de çok kılım var.” diyerek endişesinin gereksiz olduğunu vurgulamaya çalışırken oğlumdan gelen cevap:
“Baba kusura bakma ama senin kılın değil kürkün var!” ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Ben oruçluyum, karım değil. Trafikte ilerlerken trafik magandalarına orucum bozulmasın diye küfürleri karım ediyor.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Anneme mızmızlanıp, “Karnım ağrıyor, sev beni…” diyorum. Diğer odadan bizi dinle(me)yen babam sesleniyor, ” Hanım! Evet, karnıyarık yap, ben de çok seviyorum.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Bugüne kadar hiçbir işinde torpile başvurmayan annemin, mahşerde şehitlerin şefaat edeceğini duyunca verdiği tepki:
“Dedem şehit, bizi aldırır.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Yeter artık, atacağım boğaz köprüsünden kendimi!” diyen bir annem, “Yol parası çıkarma şimdi, camdan atla.’ diyen bir de babam var.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Bu favorim ; Komşumuzun yeni doğan bebeğine “Toprak Su” ismini koydular. Biz de kısaca “Çamur” diyoruz.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ 25 aylık oğlumun net olarak bildiği iki şey var; pipi ve baba. Sorduğumda bazen karıştırıyor ama o kadar kusur kadı kızında da var.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Genelde gençler hoşlandığı kızı etkilemek için arabayla gezer, tozar. Kardeşim ve arkadaşı ise bu işi “tır”la yapıyor. Çok etkileyiciler canım, çok .▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Evlendiğimiz ilk günden beri istisnasız sabah erken kalkar ve kocamın kahvatısını hazırlarım. Bir gün hazırlamazsam ne yapacak diye kalkmadım, “Sen hep böylesin zaten!” deyip kapıları çarptı ve gitti.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Lisedeyken Türkçe, İngilizce ve Almanca derslerinden başarısız olmuştum. Karneye bakan babamın sitemini hala unutamıyorum:
“Bari birini geçseydin de hangi milletten olduğunu anlasaydık!” ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Ramazanın yaza denk gelmesi ve bu sebeple havaların sıcak olması nedeniyle çoğu insan maalesef oruç tutamıyor. Buna abim de dahil. Ama abim için sorun değilmiş. Nasıl mı? Sevgili abim emekli olduktan sonra, 5 yıl boyunca sürekli oruç tutarsa, tutmadığı günlerin hepsini karşılamış olacakmış. Bir de Cuma namazı var. Yine emekli olduktan sonra her Cuma öğle namazını kılarken, fazladan 3 rekat eklerse yine kılmadığı günleri karşılamış olacakmış. Valla ne diyeyim abiciğim, Allah kabul etsin.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Arkadaşım ilk defa oruç tutmuş, orucunu açarken de şöyle dua ediyor:
“Tanrım, sana inanıyorum, sana tapınıyorum, işlediğim tüm günahlar için de pardon diyorum” Senin Paris’ten bizim mahallenin camisine kadar daha gelecek çok yolun var arkadaşım, çok..
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Bir anda normal değerin üstüne fırlayan, sonra tekrar normal değerin altına inen tansiyonuna canım annemim müthiş yorumunu aynen aktarıyorum:
“O*rospu g*tü gibi oynuyor bugün yine!” ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Cenaze namazına başlamak üzereyken, imamın “Saf olalım” anonsuyla bana dönüp gözlerini pertleterek saf taklidi yapan saygıdeğer kardeşim, Allah cezanı verecek!
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Sevdiğim kadını aracıyla takip ediyorum, Zekeriyaköy orman yolunda sanırım şüphelenip aracı sağa yanaştırıp bekliyor. 100 mt. kadar gerisindeyim. O bekliyor, ben bekliyorum, o bekliyor, ben bekliyorum,… Derken cebime bir mesaj geliyor :
“Arkamdaki sen misin?” Salak kafam cevap veriyor:
“Saçmalama! Ne işim var orman yolunda…” ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Anneme sürekli “Seni çok seviyorum” diye mesaj atan babama “Hep anneme mesaj atıyorsun! Biz neciyiz, insan bir kere de çocuğuna mesaj gönderir…” türü bir ton sitemde bulunuyorum, gülüp geçiştiriyor. Beş, on dakika sonra telefonum bipliyor, babamdan mesaj geliyor:
“Anneni çok seviyorum.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Şu sıralar hangi kitabı okuduğunu sordum. “O kadar yeni başladım ki adını hatırlamıyorum.” dedi. Okumuyorum desene şuna!
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Nişanlım geçenlerde hal hatır sormak için babamı aramış, annem o esnada uyuyormuş. Bir önceki aramasında da annemle konuşmuş ve babam uyuyormuş. Bunca zamandır neden iyi anlaştıklarını bulmuş:
“Tabii ki 30 senedir mutlu bir evlilikleri olur. Birbirlerini görmüyorlar ki.” Çok mantıklı geldi, sustum.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Abim, hızlı araba kullanan enişteme yolu tarif ediyor; “Birazdan yuvarlanacağımız şarampolün sonundan ilk sağa dön enişte…” ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Rahmetli anneannem sahuru geç bitirsin “Olsun daha Kabe’de ezan okunmadı” derdi. Namaza geç kalsın “Olsun daha Kabe’de okunmadı” derdi. Ya bizim islamdaki imtiyazlardan(!) onun kadar haberimiz yoktu ya da ben çocukluğumu Kabe’de geçirdim, haberim yok!
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Allah aşkına yeter hanım. Bir kerecik de iç de bana. Rakı iç, viski iç, sigara iç de.” diyen babam; “Öyle hepsini tek tek söyleyemem; topluca zıkkımın kökünü iç diyeyim, anlaşalım!” diyen de annem olur .▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ 4 kişi iş için Suriye’deyiz. Akşam bir lokantaya götürdüler bizi, yemeğimizi yedik, muhabbet ediyoruz. Bir kedicik dolanıyordu yanımızda ve hayvan doğal olarak “miyav” dedi. Şefimiz “Aaa, miyav diyor lan bu!” dedi. Üstümüz olduğu için bir şey diyemedik, kıkırdayabildik sadece. Şimdi ona buradan içimde kalanı söylemek istiyorum:
“Ne diyecekti lan kedi, ‘el arabiye miyaouv’ mu? Mal herif!” ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Sosyal Bilgiler 4. sınıf sınavında, “Savaşa gidip, savaştan sağ dönen askere ……. denir.” sorusuna, “Hoşgeldin” yazan benim canım öğrencimdir., ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Beni arayıp telefonumdaki ringayı dinledikten sonra annemi arayan ve “Kızınız galiba müzikli bir yerde, telefonunu duymuyor.” diyen adam, koskoca bankanın koskoca müdürüdür efendim. Hani alkış..
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Oğlumu yıkarken lifi uzatmasını istiyorum. Hangi lifi istediğimi soruyor. “Sarıııı!” diyorum, “Laciveeeert!” diyor. “En büyüüük?” diyorum, “Feneeeer!” diyor. “En küçük?” diyorum, oturduğu yerde başını eğiyor, önüne bakıyor ve “Pipiiim…” diyor ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ 123 km ile radara girilir, ceza itinayla ödenir, dönüşte arabada “Radara yakalanmışız” deyince babaannem yanıtlar:
“Allah Allah, o kadar da hızlı gidiyorduk nasıl yakalamışlar?”

Karı & Koca Bir çift hiç konuşmadan arabayla yolda gitmekteydi.
Daha önceki bir tartışma münakaşaya dönüşmüştü ve hiçbiri teslim olmak istemiyordu.
Keçi, katır ve domuzlarla dolu bir çiftliğin yanında geçerken koca alaycı bir biçimde sorar:
“Akrabaların mı?” Karısı “Evet” diye cevap verir ve ekler, “Senin taraftan akrabalarım” *** Kelimeler Kocası karısına kadınların bir günde kaç kelime kullandığına dair bir makale okuyordu… Erkeklerin 15,000 kelimesine karşılık 30,000 kelime.
Karısı yanıtladı:
“Sebebi erkeklere her şeyi tekrar etmek zorunda olmamızdır.” ***
Yaradılış Bir gün bir adam karısına sordu:
“Aynı zamanda nasıl hem bu kadar salak Hem de bu kadar güzel olabildiğini anlamıyorum.” Karısı yanıtladı:
“Açıklamama izin ver. Allah beni sen çekici bul diye Çok güzel yarattı;
Allah beni, ben seni çekici bulayım diye çok salak yarattı!” ***
Konuşmama Cezası Bir karı koca evde problemler yaşamaktaydı ve birbirlerine konuşmama cezası uygulamaktaydı .
Aniden adam ertesi gün karısının kendisini sabah 5:00da iş için bir uçuşu olduğundan uyandırması gerektiğini hatırladı. Sessizliği ilk bozan ve KAYBEDEN) kendisi olmamak için, bir kağıdın üzerine “Lütfen beni sabah 5:00da uyandır” yazdı ve notu karısının bulabileceği bir yere bıraktı.
Ertesi sabah, adam uyandı ancak saatin 9.00 olduğunu ve uçuşu kaçırdığını fark etti.
Çok kızdı, tam karısının onu neden uyandırmadığını soracakken yatağın yanında bir parça kağıt buldu. Kâğıtta “Saat 5.00. Uyan” yazmaktaydı.
*** Erkekler bu tip yarışmalar için yeterli donanıma sahip değiller.
Allah erkeği kadından önce yaratmış olabilir, ancak şaheserden önce her zaman bir kaba taslak vardır.
Ilk Türk uzay adami ( artik astronot mu denir, kozmonot mu denir, uzay fatihi mi denir bilinmez ) uzaya çiktiginda atilacak olasi gazete mansetleri… – Bekle ay geliyoruz… – Galaksi galaksi duy sesimizi, iste bu Türklerin ayak sesleri!..
- Uzaya kapak attik… – Artik biz de uzayliyiz – Türk üz dogruyuz uzayliyiz… – Bu bizim için büyük, insanlik için küçük bir adim!
Gaza gelmis bazi gazete basliklari – Alemin krali geliyor..
- Bekle bizi Ingiltere..
- Uzay tamam sira günes te!
- Bekle bizi samanyolu – Marslilarla Türkler arasinda genetik bag bulundu!
Star – Açin mekiklerimizin önünü! durduramazsiniz… Hürriyet – Uzanlara rağmen… Milliyet – Istikbale eristik Sabah – Ilk biz duyurmustuk..
Zaman – Ve mümin uzayda Türkiye – Allah a sükür..
Vatan – Iste Hezarfen in torunlari.
Bulvar – Uzaya da girdik ya da milli olduk Star – Uzayin ulen Hürriyet – Aydin Dogan dan Türk astronotlara jest Akit – Uzayda duyulan ezan sesi Sabah – Aydin dogandan büyük santaj Samdan – Mars li erkegimin geysasi olurum Bulvar – Ay fena oluyorum Star – Günes ufuktan simdi dogar yürüyoruz uzayaaaa Star – Welcome to space Spor sayfasinin manseti..
Hürriyet – Fenerbahçe rüya takimi kurdu..
Fanatik – Uzaylilar da Fenerbahçeli mi?
Fotomaç – Bir gün her uzayli Fenerli olacak Milliyet – Uzay Fener e dar gelecek..
Sabah – Galatasaray zor durumda ?
Köse yazari basliklari..
Oktay Eksi – Marslilara savas açalim..
Ertugrul Özkök – En pahali mars sarabini içtim..
Erman Toroglu – N aber Hincal bak gönderdik çocugu uzaya..
Nihat Genç – Uzayli olmanin topluma negatif etkisi..
Hincal Uluç – TK00XV2 plakali uzay araci nin sorumsuz astronotu.. O ne dönüs öyle kardesim ?
Emin Çölasan – Uzay mekiginin yapimi için neden iki firmadan teklif alinmadi ?
Bekir Coskun – Bindik bir alamete gidiyoz kiyamete..
Ahmet Altan – Astronotlari çildirtan kadinlarin ögleden sonralari ten kokusu ne ola ki ?
Ayse Arman – Yine evleniyorum..
Turgay Seren – Ben geçen haftaki yazimda belirtmistim..
Haydar Dümen – Aktif sекs uzayda olmaz.
Hasmet Baboglu – Uzayda mi olmak, dünyada mi olmamak konusuna dikkat etmek lazim..
Yabanci basindan basliklar..
Washington Post : Insanli ilk Türk uzay araci astronotu almadan uzaya çikti..
Le Figaro : Astonotlar arasinda hiç Kürt yok….
Die Zeitung : Verhaugen : Büyük basari, eger mekigi sag salim indirirlerse, 2034 de müzakerelere baslariz dedi..
Die Welt : Aya gitmesi gerekirken Mars a yönelen insanli ilk Türk uzay araci Istanbul üssünün yardimiyla Jüpiter e indi..
Corierra Della Serra : Incedibile.. Berlusconi, Türk Astronot un çocugunun sünnetinde kirve olacak….
Elefteros Rimos : Yunan Hükümeti nin büyük hezimeti….
1. Kâğıt mendili kumaş mendil gibi günlerce buruşuk şekilde cebinde taşır.
2. Rüzgârlı havalarda küller uçmasın diye küllüğe su koyar.
3. Serçe parmağını kulağına sokup iyice sallayarak karıştırır.
4. Gazete bulmacasını hep başkalarına sora sora çözebilme becerisini gösterip, kendisi çözdü diye sevinir.
5. Sakal traşı olduktan sonra kanayan yerlerine küçük kâğıtlar yapıştırır.
6. Evdeki yaşlılar da kullanabilsin diye tv kumandası, telefon gibi aletlerin üzerindeki tuşların Türkçesini tercüme edip yapıştırır. (on-aç; off-kapa ; redial-tekrar ara ; volume-ses vb…) 7. Çayı soğumasın diye çay tabağının içine sıcak su koyarak soğumasını önler.
8. Soba borusu aktığında yoğurt kaplarını telle soba borusuna bağlar.
9. Nezle olunca tuvalet kağıdını uzun bir şerit yaparak kullanır.
10. Diş fırçasıyla dişini fırçalamayıp da saçını boyamak için kullanan birini görürseniz o, saçını seven bakımlı bir Türk tür.
11. Konuşma yeteneği olan hayvanlara ilk olarak küfür etmesini öğretir.
12. Sahilde mayosunu kabinde giymek yerine arkadaşlarına havlu tutturarak giymeye çalışıp bir de arkadaşlarına "bakmayın lan" diye çıkışır.
13. Denize girip güneşlendikten sonra aşırı derecede yanan sırtına yoğurt sürerek iyileştirebilir.
14. Dolmuşta veya otobüste bozuk paraları avucunda toplayıp şıkır şıkır çevirip ses çıkartır.
15. Herhangi bir yere hesap öderken arkasına dönüp gizli gizli para sayar.
16. Denizde "suyun altında nefessiz ne kadar kalabiliyorum" diye deneme yapıp boğulma tehlikesi geçirir.
17. Beton döktükten sonra bir sanat eseri yapmışçasına beton kurumadan tarih ve imza atar.
18. Çorabının kirlenip kirlenmediğini burnuna götürerek kısa süreli koklayarak anlar.
19. Simit yedikten sonra, masaya dökülen susamları parmağının ucunu ıslatarak toplayıp yutar.
20. Daha birinci telefon zili çaldığında telefonun başına dikilir ama açmak için ikinci kez çalmasını bekler.
21. Yeni yapılmış bir binanın yeni takılmış camına beyaz boyayla S harfi yazar.
22. Bir dükkâna girip, onun bunun fiyatını sorduktan sonra "abi araba beş dakka dursun, ben hemen gelicem" deyip, iki saat sonra gelir.
23. Okul yıllığında kendisi hakkında; okulu kırıyordu, kopya uzmanıydı gibi yazıları arkadaşlarına gösterip bununla övünür.
24. Gazete bayiinin önünde durup tezgâhtaki gazeteleri ayaküstü okur.
25. Cebinden çıkardığı paraların içinde en eskisini özenle arayıp bulduktan sonra para üstü verir.
26. Günlük gazeteyi alıp evinin bir köşesinde biriktirir ve kuş kafesinin altına sermek için, kışın sobayı tutuşturmak için, bardak çanak sarmak için kullanır.
27. Trafikte ambulansın peşinen takılarak sıkışıklıktan kurtulup, uyanıklık yaptığını zanneder.
28. Kâğıt paraların üzerine not alır ve parayı harcadığı için notu kaybeder veya elden ele dolaşacağını bildiğinden komik yazılar yazar. (Paranın ön yüzüne tehlike anında arkayı çeviriniz yazıp anında çevirince de şimdi değil salak tehlike anında yazanlardan bahsediyoruz) 29. Gece aşırı nem ve sıcak olmasına rağmen, üzerine örtmese de yanına yorgan alıp yatar.
30. Çocuğu yanlışlıkla elini kestiği veya düştüğü için ağladığında elini kesti veya düştü diye çocuğunu döver.
31. Taksi tuttuğunda şoförün yanına oturur. Eğer üç dört kişi taksi tutuyorsa, taksi parasını veren kişi ön koltuğa oturur.
32. Kredi kartının işlevsel kısmı zarar görmesin diye seloteyp yapıştırır.
33. Kaldırımda değil de cadde ortasında yürür ve yanından hızla geçen arabaya da "çarpsaydın bari" diye tepki gösterir.
34. Bir turiste adres tarif ederken bağıra bağıra Türkçe konuşur.
35. Beş genci yazın öğle sıcağında beyaz renkli Şahin marka bir otomobilin içinde, atletli olarak sokakları turladıklarını görürseniz bilin ki onlar Türk tür.
36. Alışveriş merkezlerindeki güvenlik kameralarında saç tarar.
37. Birini çağırmak için kapı zilini çalmak yerine evin camına taş atarak amacına ulaşmaya çalışır.
38. Kürdanla dişini karıştırdıktan sonra çıkarıp bakar ve tekrar ağzına koyar.
39. Ütü fişi, teyp fişi veya televizyon fişi kablosunun bakır teli dışarı çıkmış ise çocukları elektrik çarpmasın diye bakır teli seloteyple yapıştırır.
40. Yemeğini yedikten sonra tatlı yiyecekse, bulaşık çıkarmamak için çatalını veya kaşığını iyice yaladıktan sonra tatlısını yer.
41. Ailece televizyon izlenen bir evde kumanda babanın elindeyse ve o ne izlerse diğerleri de onu izlemek zorunda kalır.
42. Ceket giyecekse gözükmez diye gömleğini ütülemez, kazağının altına giyecekse gömleğin sadece yakasını ütüler.
43. Çantasının içinde yeni tanıştığı birisine bile çekinmeden göstermek üzere en güzel fotoğraflarını ve aile albümünü taşıyan birisini görürseniz hemen boynuna sarılmayın yoksa çantayı kafanıza yiyebilirsiniz, çünkü o kişi bir Türk kızıdır.
44. Bir Türk esnafı, müşterisinden aldığı parayı önce iki ucundan tutup iki defa gerginleştirir daha sonra da güneşe doğru tutup bakarak sahte olup olmadığını anlar.
45. Fayton, at arabası ve el tezgâhına bisiklet kornası takma fikrinin patenti yüzde yüz bir Türk e aittir.
46. Evin bir odasının ampulü patladığı zaman yenisini almayıp da fazla kullanmadığı bir odanın ampulünü onun yerine takar.
47. Evinde bulunan saksıların dibini kül tablası olarak kullanır.
48. Dişlerini gazoz açacağı, fındık ve ceviz kıracağı olarak kullanır.
49. İşinde iyi olan birisini överken hakaretle iltifat eden bir Türk ten başkası olamaz. ( Şerefsizin oğlu ne iş yapmış be kardeşim, helal olsun) 50. Aracın sinyal lâmbaları dururken kolunu çıkararak "dönüyorum" işareti verir.
51. Yemeğin etini en sona bırakır.
52. Trafik ışıkları kırmızıdan yeşile döndüğünde önündeki herkesi kör veya salak sanarak kornaya basar.
53. Dingildeyen bir masanın ayağına kâğıt sıkıştırma fikri bir Türke aittir.
54. Dişlerinin arasından "vııj vııj" diye ses çıkarabilir.
55. Tv de film seyrederken filmin oyuncularıyla diyalog kurabilen (dur oraya gitme öldürecekler seni) Türk sinemaseverlerdir.
56. Kulağını kalem ya da örgü şişiyle karıştırabilir.
57. Arabasına öküz, köpek, horoz sesli korna taktırma gibi bir buluşun sahibidir.
58. Gazete kâğıdını en iyi şekilde kullanır.(Cam silme bezi, külah, mendil, sofra bezi) 59. Ancak bir Türk kadını, denize dikkat çekmemek için elbiseleriyle girip, bütün dikkatleri üzerine çekebilir.
60. Plastik yoğurt kabını saksı yapar.
61. Arabasının arkasına yazı yazar. (Rahmetli de sollardı, tek rakibim THY, kıroyum ama para bende) 62. Uçakta bulunan tanıdıklarına uçak havalandıktan sonra görmeyeceğini bildiği halde el sallar.
63. Çiğnediği sakızı daha sonra çiğnemek üzere kafasındaki tülbente yapıştıran bir Türk kadınından başkası değildir.
64. Tek abdestle beş vakit namaz kılmak için iki büklüm kıvranır.
65. Desenlerini çok beğenerek aldığı yeni bir mobilyanın üstünü başka bir örtü örterek kullanır.
66. Çayı, çay tabağına döküp içer.
67. Geçirdiği bir trafik kazasından sonra kanlar içinde çıkıp çarpılmış arabasına üzülür.
68. Tüp kaçırıyor mu, kaçırmıyor mu diye kibrit yakıp kontrol eder.
69. Yemekte eti bıçakla değil, çatalın yanıyla kesmeye çalışır.
70. Kırmızı ışıkta durduğunuz için size ancak bir Türk bağırabilir.
71. Otoyolda, otomobilin gaz pedalına tuğla koyup, yorulmadan kullanma fikri bir Türk ündür.
72. Cola yı çalkalayıp fışkırtarak asitsiz içmeyi akıl edebilir.
73. Elektronik hesap makinesini, uzaktan kumandasını naylona sarmış, üzerine de ambalaj lastiği geçirmiş birini görürseniz Türk tür.
74. On yıllık bir otomobilin koltuk ambalaj naylonlarını çıkarmadan kullanma becerisini gösterir.
Bunlar dışında aklına gelen ekleyebilir…
BEN BALIĞA ÇIKIYORUM: Ben, elimde bir çubukla bütün gün sandalda oturacagim, kusana kadar içicegim ve denizde yüzen baliklari izliyecegim BU ERKEKLERI ILGILENDIREN BIRSEY: Bunun bilinen bir mantikli açiklamasi yok, bosuna ugrasma, hiçbir mantik kalibina sokamazsin.
YEMEGE YARDIM EDEYIM MI?: Yemek neden hala masaya gelmedi?
EVET TATLIM… HAKLISIN SEVGILIM: Çevirisi yok.. Onlar bu sözleri periodik olarak söylemeleri için sartlandirilmistir.
ELBETTE SENI DINLIYORDUM TATLIM; SADECE AKLIMDA BIR SÜRÜ KARMASIK IS VAR: Su karsidaki kizil bombanin içinde sütyen var mi, yok mu kafam ona takildi da!
SEVGILIM BIRAZ ARA VER, SABAHTAN BERI EVI TEMIZLEYECEGIM DIYE HELAK OLDUN: Su elektrikli süpürgeyi artik sustursan iyi olacak, filmin içine ettin!!
HMMM… EVET ÇOK ILGINÇ HAYATIM: Sen hala konusuyor musun?
SENI DÜSÜNÜYORDUM VE SANA BU GÜLLERI GETIRDIM CANIM: Kösebasinda gülleri sатаn kiz tam bir afetti.
ENDIŞELENME TATLIM, ALT TARAFI KÜÇÜK BIR KESIK: Aslinda tam damari kestim ama geberecegimi bilsem, canimin ne kadar acidigini itiraf etmeyecegim.
HEY BUNUN IÇIN NEDENLERIM VAR: En kisa zamanda iyi bir tane bulsam iyi olucak TABII KI SENI DUYDUM TATLIM: Ne söyledigin hakkinda hiçbir fikrim yok ve umarim dinliyormus gibi yaptigimi anlayinca, 3 saat bagirip çagirmazsin BILIYORSUN GÜZELIM, BEN BASKASINI SEVEMEM: Senin çigliklarina bile zar zor alistim ve daha kötüsüyle karsilasma riskini göze alamam.
MUHTEŞEM GÖRÜNÜYORSUN: Tanrim ne olur bu denedigin son elbise olsun yoksa kalp krizi geçiricegim.
Acı kaybımız 3 ay önce ailemize katılan, Necmi ismini verdiğimiz kaplumbağamız dün vefat etmiş. Aile arasında sade bir törenle evin arka bahçesine gömdük.
Hayvancağız durduk yerde can verdiği için gidip Necmi’yi aldığımız dükkanın sahibine sebebinin ne olabileceğini sorduğumuzda ”Abi onlar kış uykusuna yatar” cevabını almış bulunmaktayız, hepimizin başı sağolsun. Bu vicdan azabıyla ben de çok yaşamam herhalde.
Annemin Maceraları Shrek’in fragmanlarını gösteren bir televizyon kanalında, el ele tutuşmuş Shrek ve Fiona’yı gören annem, ‘Bunlar Süleyman ve Nazmiye Demirel çifti mi?’ diye sordu! Seçememiş gözleri o mesafeden.
Alfabe Ben de bu yıl okula başlayan torunum için kuvvetli bir moral alkışı istiyorum. Daha ikinci gün: ‘Örrrtmenim, taa evden buraya tel çizmeye mi geldik, hep yumarlak mı yapcaz, harf felan öretmicen mi?’ deme cesaretini gösterdiği için.
Annem!
‘Bu taraf bitti.’ diye CD’yi arkasına çeviren ve sonra da ‘CD çalar çalışmıyor!’ diye feryat eden anneme alkış az geliyor!
Modem Yemek masamın üstünde duran modeme uzun uzun bakan anneanem ‘Bu ne?’ diye sordu. Ben de kolay anlasın diye ‘Hani benim bilgisayarım var ya onunla internete giriyorum. İşte internete girmek için o kutu zorunlu.’ diye uzun uzun açıkladım. Anneannem dinledi beni; ‘Yani modem bu’ dedi ve konu kapandı…
Yaz Okulu Bir alkış da annesine yaz okulunu kazandığı müjdesini veren üniversite öğrencisine gelsin. Bu yaratıcılığa şapka çıkartılır.
Beyin göçü Tikky olduğu her halinden belli olan kızımız Beşiktaş-Taksim midibüsünde yanındaki arkadaşına dert yanmaktadır. ”Şekerim dördüncü kez girdim ÖSS’ye, ama yine kazanamadım, gidicem sonunda Amerika’ya o olucak. Böyle böyle beyin göçü oluyor işteeaa!” Sen giт, masrafları ben karşılıyorum.
Alman yazar Bir alkış da lisede edebiyat dersinde okuduğu şiir bitince sınıfa dönüp ‘Bu şiiri ünlü Alman yazar Goethe yazmıştır’ diyen hocaya, ‘Niye, kağıt bulamamış mı?’ cevabını veren arkadaşa gönderelim.
Düz mantık Eğer bir sokakta yürüyorsanız ve camında ”Bu ev kiralıktır” yazılı bir evin yanından geçip birkaç adım sonra önüne geldiğiniz bir başka evin camında ”Bu da” yazısını görürseniz bilin ki Trabzon’dasınız.
İngilizce yazılısı Bir alkış da ingilizce sınavında ‘Nice ……..’ şeklindeki boşluğu ‘Nice mutlu yıllara!’ şeklinde dolduran, dahi mi aptal mı olduğunu henüz anlayamadığımız öğrencime istiyorum.
Hügo’lar Beşledi Bir alkış da lisede edebiyat kitabından bir metni tüm sınıfa sesli olarak okurken V. Hugo’ya ‘Beşinci Hugo’ diyen arkadaşımıza gelsin.
Ne zaman?
Kardeşim karne almıştı. Fakat birçok zayıf notu vardı. Annem, babamla beni kenara çekip uyarıları sıralıyordu; ‘Sakın çocuğun moralini bozmayın, sakın kötü bir şey söylemeyin.’ Uyarılar özellikle babama yönelikti; ‘Hele de sen, sakın çocuğun gururunu kırma.’ Babam daha fazla dayanamadı ve sordu; ‘Karne için ne zaman özür dileyeceğiz?’
Havale Bankada gişenin önünde işlemimin yapılmasını bekliyorum. Yanımdaki gişede işlem yaptıran yaşlı teyzeye, işlemini yapan kadın soruyor:
‘Parayı kim alacak teyze? Alıcısına ne yazalım?’ Teyzem cevap veriyor:
‘Bu paranın hayrını görme İnşallah yazalım.’
Lamba Dün gece evime giderken yolun tenhalığından olsa gerek kırmızı ışıkta geçtim. Ardından yurdum polisine alkışı hak ettiricek anons: ‘Bacım o geçtiğin gece lambası değildi, çek sağa.’
Hacim nedir?
Öğretmen bir arkadaşımdan naklen; 5. Sınıfların Fen Bilgisi sınavının 2.
Sorusu: ‘Hacim nedir? Bir örnek vererek açıklayınız.’ Öğrencimizden gelen cevap: ‘Hacdan gelenlere hacim denir. Örnek: Nasılsın hacim?’
Asabi Polis Hareketli bir Bağdat Caddesi akşamında, polis abilerimiz rutin olduğu üzere devriye gezmektedir. Işıklarda müşteri bekleyen taksiye yaklaşılır ve; ”Ticari, bekleme yapma, devam et.” anonsu yapılır.
Camdan eliyle ‘1 saniye’ işareti yapan taksiciye, ikinci ve çok manidar anons gelir ardından; ”Ticari, benne pölümüye girme! Devam et dedik!”
Neden olmasın 5 yaşındaki yeğenime babası soruyor: ‘Büyüyünce ne olacaksın kızım?’ ‘Asena olacağım babacım; sen ne olacaksın?’ Babası gayet sakin cevap veriyor: ‘Katil’ İkisine de meslek hayatlarında başarılar.
Yağmur yağarken balıklar neden şemsiye kullanmaz?
- Balıkçılara yerlerini belli etmemek için
Hacılar içinde hiç uykusu gelmeyen hangisidir?
- Hacı yatmaz
Bir laz pilot ucagi nasil ucurur?
- Dinamitle
Bir laz gulmekten katila katila olmus…Otopsi yapmislar… espriyi bulamamışlar
Bir lazi sinifta nasil teşhis edebilirsiniz?
- Öğretmen tahtayi silerken o da defterini siler
Bir lazi cenazede nasil teshis edebilirsiniz?
- Sadece o hediye getirmiştir
Dolapta iskelet ne anlama gelir?
- Laz saklambaç oynamış
Lazlar buz dolabinda nicin bos sise bulundurur?
- Içki içmeyen misafirler için
Hangi kalemle yazı yazılmaz?
- Kontrol kalemi ile
Timsahlar neden gazete okumazlar?
- Insanlarla ilgili konular onları ilgilendirmez şeker
Bir saat günde 13 defa çalarsa neyi gösterir?
- Bozuk olduğunu
Kimler çalışırken sigara içemez?
- Dalğıçlar
Balıklar neyi sevmez?
- Izgara olmayı
İtfayeciler neden kırmızı kemer takarlar?
- Pantolonları düşmesin diye
Bir ağaçtan bir zencinin koluna düşen böcek ne diye feryat eder?
- Eyvahhh karakola düştük
Hangi yürüyüşte ayakkabılarımızı çıkartırız?
- Sessiz yürüyüşte
İnek kuyruğunu niçin sallar?
- Sütüne sinek düşmesin diye
Türkçede en uzun sözcük hangisidir?
- Lastik
Ankara neden soğuktur?
- 06 olduğu için
Ne zaman 22 dörtten fazla eder?
- 2 ile 2 yanyana olduğu zaman
Hiç solmayan çiçek hangisidir?
- Yapma çiçek
İnsanlara hüzün verici yaş hangisidir?
- Gözyaşı
Türkiye’nin en tatlı dağı hangisidir?
- Elma dağ
Sinamada önümüze bir ayı oturursa ne yapmış oluruz?
- Filmin büyük bir bölümünü kaçırmış oluruz
Dünyanın en büyük kirazı nerede yetişir?
- Tabikii kiraz ağacında
Patlıcan harakeri yaparsa ne olur?
- Karnıyarık olur
Renkli televizyon siyah beyaz televizyona ne der?
- Rengin solmuş
Hiç diş ağrısı çekmeden dökülen şey nedir?
- Tarak
Bir zenci kutuplara giderse ne olur?
- Çikolotalı dondurma
Nerde Cuma Salı dan önce gelir?
- Sözlükte
Kulak ne işe yarar?
- Gözlük takmaya
Dana kuyruğunu niçin sallar?
- Kuyruk danayı sallayamadığı için
Sıfır sekizi görünce ne der?
- Ne kadar sıkılgan, beni görünce belini sıktı
Karınca ata binmiş ve ata ne demiş?
- Hadi bakalım.. lüne parka gidelim
İnekler neden çıngırak takarlar?
- Tabiki kornaları olmadığı için
Elmanın iyisini kim yer?
- Armuttan hoşlanmayan ayılar
Hangi barajda top oynanmaz?
- Futbolcuların kurduğu barajda
Yeniçeriler niçin kazan kaldırmışlar?
- O tarihlerde halter olmadığı için
Duvardaki barometrenin düşmesi neyi gözterir?
- Çivisinin iyi çakılmadığını
İnsanlar nerede ve nasıl susuz banyo yaparlar?
- Plajda güneş banyosu
Kirpi kaktüse ne der?
- Anneciğim
Bir kadın apartmanın 8. katından 6 ayda düşmüş niçin?
- 6 kere ay aya demiş
Patladığı halde ses çıkarmayan şey nedir?
- Sivilce
Pireler ne diye zıplarlar?
- Hop hop diye
Bir kaptan gemiyi ne zaman terk eder?
- Karaya çıkıp evine giderken
Patişahlar neden tahta otururlar?
- Henüz koltuk bulunmadığı için
Ayaklarımızda ellerimiz gibi olsaydı ne yapardık?
- Ne yapacağız , çorap yerine eldüven giyerdik
Nasrettin Hoca eşeğine ne zaman ters biner?
- Eşeğin dikiz aynası kırıldığında
Penguenler niçin sandalyeye oturmazlar?
- Smokinleri buruşmasın diye
Kırmızı pelerine hangi boğalar sinirlenmez?
- Kör boğalar
Sigara içeni köpek ısırmaz niçin?
- Çünkü her yerde herkesten sigara isterler
Bir kartal bir kartala ne demiş?
- Vay be tıpkı bana benziyorsun demiş
Ürök ninile dilimizde hangi anlamda geçer?
- Elinin körü

Bir dahaki sefer ellerinizi yıkarken suyun sıcaklığı tam istediğiniz gibi değilse eskiden İngiltere’de bu işlerin nasıl yapıldığını düşünün.
1500´lerde İngilterede işler şöyle yapılıyordu:
İnsanların çoğu Haziranda evleniyordu Çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar, Haziranda hala çok kötü kokmuyorlardı. Ama yine de kokmaya başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu.
Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana geliyordu. Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti. Ondan sonra oğulları ve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve en son olarak da bebekler aynı suda yıkanıyordu. Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü. Ingilizcedeki banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın? (Don´t throw the baby out with the bath water) deyimi buradan gelmektedir.
Evlerin çatıları üst üste yığılmış kamıştan yapılıyor, kamışların altında tahta bulunmuyordu. Burası hayvanların ısınabilecekleri tek yer olduğu için bütün kediler, köpekler ve diğer küçük hayvanlar (fareler, böcekler) çatıda yaşıyordu. Yağmur yağdığı zaman çatı kayganlaşıyor ve bazen hayvanlar kayarak çatıdan aşağı düşüyordu. İngilizcedeki kedi-köpek yağıyor (It´s raining cats and dogs) deyimi buradan gelmektedir.
Yukarıdan evin içine düşen şeyleri engelleyecek hiçbir şey yoktu. Böceklerin ve buna benzer nesnelerin yatakların içine düşmesi büyük bir sıkıntı oluşturuyordu. Etrafında yüksek direkler ve üstünde örtü bulunan İngiliz usulü yataklar buradan gelmektedir.
Zemin topraktı. Sadece zenginlerin zemini topraktan başka bir şeyden yapılmıştı. Toprak kadar fakir (dirt poor) tabiri buradan çıkmıştır. Zenginlerin ahşaptan yapılmış zeminleri vardı. Bunlar kışın ıslandığı zaman kayganlaşıyordu. Bunu önlemek için yere saman (thresh) seriyorlardı. Kış boyunca saman sermeye devam ediliyordu. Bir zaman geliyordu ki kapı açılınca saman dışarıya taşıyordu. Buna mani olmak üzere kapının altına bir tahta parçası konuyordu ki bunun adı "thresh hold" (saman tutan; Türkçesi "eşik") idi.
Yemek pişirme işlemi her zaman ateşin üzerine asılı durumdaki büyük bir kazanın içinde yapılıyordu. Her gün ateş yakılıyor ve kazana bir şeyler ilave ediliyordu. Çoğu zaman sebze yeniyor, et pek bulunmuyordu. Akşam yahni yenirse artıklar kazanda bırakılıyor, gece boyunca soğuyan yemek ertesi gün tekrar ısıtılarak yenmeye devam ediliyordu. Bazen bu yahni çok uzun süre kazanda kalıyordu. Bezelye lapası sıcak, bezelye lapası soğuk, kazandaki bezelye lapası dokuz günlük (peas porridge hot, peas porridge cold, peas porridge in the рот nine days old) tekerlemesinin menşei budur. Bazen domuz eti buluyorlar o zaman çok seviniyorlardı. Eve ziyaretçi gelirse domuz etlerini asarak onlara gösteriş yapıyorlardı. Birisinin eve domuz eti getirmesi zenginlik işaretiydi. Bu etten küçük bir parça keserek misafirleriyle oturup paylaşıyorlardı. Buna yağ çiğnemek (chew the fат) adı veriliyordu.
Parası olanlar kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabaklar alabiliyordu. Asidi yüksek olan yiyecekler kurşunu çözerek yemeğe karışmasına sebep oluyor, böylece gıda zehirlenmelerine ve ölüme yol açıyordu. Domatesler buna sık sık sebep olduğu için bunda sonraki yaklaşık 400 yıl boyunca domateslerin zehirli olduğu düşünülmüştü. Çoğu insanın kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabakları yoktu. Onun yerine tahta tabaklar kullanıyorlardı. Çoğu zaman bu tabaklar bayat ekmekten yapılıyordu. Ekmekler o kadar bayat ve sertti ki uzun zaman kullanılabiliyordu. Bunlar hiçbir zaman yıkanmadığı için içinde kurtlar ve küfler oluşuyordu. Kurtlu ve küflü tabaklardan yemek yiyen insanların ağızlarında "tabak ağzı" (trench mouth) denen hastalık ortaya çıkıyordu.
Ekmek itibara göre bölüşülüyordu. İşçiler yanık olan alt kabuğu, aile orta kısmı, misafirler de üst kabuğu alırdı. Bira ve viski içmek için kurşun kadehler kullanılıyordu. Bu bileşim insanları bazen birkaç gün şuursuz vaziyette tutabiliyordu. Yoldan geçen insanlar bunların öldüğünü sanıp defnetmek için hazırlık yapıyordu. Bunlar birkaç gün süreyle mutfak masasının üstüne yatırılıyor¸ aile etrafına toplanıp yiyip-içerek uyanıp uyanmayacağına bakıyordu. Buna "uyanma" nöbeti deniyordu.
Ingiltere eski ve küçük bir yerdi, insanlar ölülerini gömecek yer bulamamaya başlamıştı. Bunun için mezarları kazıp tabutları çıkarıyor, kemikleri bir "kemik evi"ne götürüyor ve mezarı yeniden kullanıyorlardı. Tabutlar açıldığında her 25 tabutun birinde iç tarafta kazıntı izleri olduğu görüldü. Böylece insanların diri diri gömüldüğü ortaya çıktı. Buna çözüm olarak cesetlerin bileklerine bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan dışarıya taşıyarak bir çana bağladılar. Bir kişi bütün gece boyu mezarlıkta oturup zili dinlerdi. Buna mezarlık nöbeti "graveyard shift" denirdi.
Bazıları zil sayesinde kurtulur ("saved by the веll") bazıları da "ölü zilci" (dead ringer) olurdu.
Gerçekler bunlar. Kim demiş tarih sıkıcıdır diye.