Bu gece kulun yalvarış ve yakarışlarını Yüce Mevla'ya sunacağı ve O'nun sonsuz affından, merhametinden, iyiliğinden bol bol yararlanacağı umut, huzur ve müjde gecesidir. Regaip kandiliniz hayırlı olsun.
Bu gece Regaip Kandili. Dua edelim. Yürekler bir atsın bu gece, günahlarımız affolsun. Hayırlı kandiller.
Bu gece, af ve mağfiretin sağanak sağanak yağacağı mübarek gecelerden birisi olan Regaip Kandili. Kandiliniz Mübarek, geceniz hayırlı olsun.
Yükü sevgi, özü saygı, gücü barış, süsü hoşgörü olan mübarek Regaip Kandilini kutlarım. Allah'a emanet olun.
Bugün ettiğiniz bütün dualar göklere yükselip, tek tek kabul olup üzerinize sağanak gibi yağsın inşallah. Regaip kandiliniz mübarek olsun.
Yüreklerde kim bilir ne acılar, ne umutlar ve ne kırgın hayaller var. Rabbim hiçbirinizin umutlarını soldurmasın. Regaip kandiliniz mübarek olsun.
Bizlere bir ikram olarak sunulan bu kutsal Regaip Kandilinde dualarımızdan insanlığın huzuru, sevgi ve kardeşliğin sağlanması ve devamı için bizlere daha fazla güç, iman vermesi için yakaralım. Sevgide sağlam ve cömert bir ruha sahip olmak için de yardım dileyelim. Dualarınızın kabul olması dileklerimizle; Kandiliniz mübarek olsun.
Alem-i İslâm'ın Regaip kandili mübarek olsun. Rabbim bizi Ramazan'a hayırlarla ulaştırsın. Sen mazlum olan ümmete yardım et Yarabbi, gözümüze inen perdeleri kaldır ve bizi kardeşlik bilincine erdir. Hayırlı Kandiller.
Hu diyelim dilde zikir yürekte şükür olsun. Hayy diyelim iman da aşk ihsan da vuslat olsun. Regaib Kandiliniz Mübarek Olsun.
Allah sana sevdiklerinle beraber mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamayı nasip etsin. Kandiliniz mübarek olsun.
Allah'ın rahmeti bereketi sizinle olsun. Gönül güneşiniz hiç solmasın. Yüzünüz aydın Dualarınız Kabul Olsun. Regaib Kandiliniz mübarek olsun.
Allah'a kulsun, zulmetler içinde parlayan nursun, senin gibi hakikatli dostun, kandilin mübarek olsun.
Allahım. Gazabından rızana, cezandan affına sığınırım. Senden sana sığınırım. Senin üzerine övgüyü bir bir saysam bitiremem. Sen, kendi büyük ve yüce zâtını nasıl övdüysen, öylesin. (Hadis) Hayırlı Kandiller.
Allah'ım. Gizli olarak işlediğim günahlarımı, açıktan işlediğim günahlarımı, hatâen işlediğim ve bilerek yaptığım günahlarımı, bildiğim ve bilmediğim bütün günahlarımı bağışla. Amin. Regaip Kandilimiz Mübarek Olsun.
ALLAH'ın adıyla başladığınız her işinizde başarılar dilerim. Regaip Kandiliniz mübarek olsun.
Allah'ın aşkıyla yan bu gece, Mevlana gibi dön bu gece, secdeye varıp huzura erince, şu fakiri de an bu gece. Hayırlı kandiller.
Allah'ın rahmeti, bereketi sizinle olsun, gönül güneşiniz hiç solmasın, yüzünüz aydın olsun, kabriniz nur dolsun, makamınız Firdevs, dualarınız kabul olsun. Kandiliniz kutlu olsun.
Arşı Ala'nın kapılarının ardına kadar açılıp rahmetin sağanak sağanak yağdığı bu mübarek bir gecede düşen damlaların seni sırılsıklam etmesi dileğiyle. Regaip kandilin mübarek olsun.
AvuçIarın açıIdığı, gözIerin yaşardığı, iIahi esintiIerin kaIpIeri okşadığı anın bir asra bedeI oIduğu bu gece duaIarda birIeşmek diIeğiyIe KandiIinizi kutIarım.
Bakiler sevgiler adına nice dilekler vardır. Ölümü bile ayırır saymayan gönüller vardır. Mesafeler araya set çekmişse ne çıkar, dualarda birleşen gönüller vardır. Hayırlı kandiller.
Barış ve sevginin birIeştiği, dostIukIarın daha çok büyüdüğü, hüzünIerin azaIdığı, beIki durgun beIki yorgun, yine de mutIu ve umutIu nice hayırIı kandiIIere.
Bazen yenik düştük zamana, esiri olduk anlamsız koşturmaların ve fakat adını yüreğimize yazdığımız dostlarımızı hiç unutmadık. Kandiliniz mübarek olsun.
Beyaz bir güvercin gönderiyorum size, kanatlarında mutluluk, yüreğinde sevgi, tüylerinde nur var. Sizin de kalbiniz nurla dolsun Kandiliniz mübarek olsun.
Biçarelere, dul ve aceze hatunlara bakmak için çalışıp, çabalayan kimsenin; gece sabaha kadar namaz kılan, her gün oruç tutan, meydan-I gazada cihad eden gibi Allah yanında rütbesi vardır.
Bin damla serpilsin yüreğine, bin tatlı mutluluk dolsun günlerine, binbir hayalin gerçekleri bulsun, her türlü duaların kabul olsun, Regaip kandilin mübarek olsun.
Binlerce çiçek var, ama gül başka. Milyonlarca insan var, ama dost başka. Milyarlarca gün var, ama bugün başka, Regaip Kandiliniz mübarek olsun.
Bir bayram gülüşü savur göklere eski zamanlara, gülücükler getirsin, öyle içten, öyle samimi olsun, gözyaşlarını bile tebessume çevirsin.
Bir dua gönderiyorum hepinize sağlık, mutluluk, huzur olsun. Sevdikleriniz yanınızda, dünyanız barış dolu olsun. Allah'ın selamı üzerinize olsun. Regaip Kandiliniz Mübarek Olsun.
Bir kandil gülü savur sevdiklerine, size onlardan gülücükler getirsin öyle içten öyle samimi ol ki göz yaşlarını bile tebessüme çevirsin. Regaib Kandiliniz mübarek olsun.
Bir kucak sevgi, bir avuç dua, içten bir selam kapatır mesafeleri, birleştirir gönülleri. Eviniz huzur kalbiniz nur dolsun, mübarek kandiliniz kutlu olsun.
Bizlere sınava tutulduğumuz bu dünyanın geçiciliğini hatırlatan; kardeşçe, dürüst, mütevazı bir yaşamın kapılarını aralayan bu mübarek gecenizi kutlarım.
BorçIarımızdan, ceza ve günahIarımızdan kurtuImak için bu gece dua edeIim. AIIah affeden ve bağışIayandır, unutmayaIım. EIIer semaya kaIkıp, yürekIer bir atınca bu gece, gözIer sevinç yaşIarıyIa doIacak. KandiIiniz mübarek, duaIarınız kabuI oIsun.
Bu gece nur inmiş kalplere bir gül verilmiş tüm sevenlere işte bu sevenlerin duası semalarda buluşmuş bu gece dualarda buluşalım. Hayırlı Kandiller.
Bu gecenin feyzi üzerinize, rahmeti geçmişinize, bereketi evinize, nuru ahiretinize, sıcaklığı yuvanıza dolsun, kandiliniz mübarek olsun.
Bu mübarek günlerin sizlere, Vatanımıza, Milletimize ve bütün İslam Alemine rahmet, mağfiret ve bereket olarak tecelli etmesini Yüce Rabbim'den niyaz ederim. Hayırlı Kandiller Bugün ellerini semaya gönlünü Mevlaya aç, bugün günahlardan olabildiğince kaç, bugün en gizli incilerini onun için saç çünkü bugün kandil, kandilin mübarek olsun.
Bugün ellerinizi her zamankinden daha çok açın. Avucunuza melekler gül koysun, yüreğiniz coşsun. Regaip Kandiliniz hayırlara vesile olsun.
Cenab-ı Hak, Receb-i Şerif bahçesini ekip, Şaban-ı Şerif suyu ile sulayıp Ramazan-ı Şerif'te bereketli hasat almayı nasip eylesin. Hayırlı Kandiller.
Cennete çok ağaç dikin. Çünkü onun suyu tatIı, toprağı güzeIdir. Yani verimi çoktur. Çok sevap meyvesi aIınır. Cennetin ağaçIarından biri oIan La HavIe ve La Kuvvete İIIa BiIIah cümIesini çok söyIeyin. Hadis( Taberani) HayırIı kandiIIer.
DertIerimiz кuм tanesi kadar küçük, sevinçIerimiz Nisan yağmuru kadar boI oIsun. Bu mübarek geceniz sevapIa doIsun. Regaip kandiIiniz mübarek oIsun.
Dua ve ibadetlerinizin kabul olması dileğiyle. Regaip Kandiliniz Mübarek Olsun.
Duanız kabul, ameliniz makbul, saadetiniz daim olsun. Regaib Kandiliniz kutlu olsun.
EIIerin Semaya, DiIIerin Duaya, gönüIIerin MevIa'ya yöneIdiği bu Mübarek Regaip geceni kutIar, hayırIara vesiIe oImasını diIerim.
Ellerin duaya uzandığı, sinelerin dostlara açıldığı, gözlerin masumiyet aradığı bu mübarek günde tüm dualarınız kabul olması dileğiyle iyi kandiller.
En ışıltılı bakışların gözlerinde, en tatlı sözlerin kulaklarında, tüm mutlulukarın avuçlarında ve en sonsuz sevgilerin gönlünce yaşayacağı nice mutlu kandillere.
Ey Rabbim Şu sonsuz Merhamet ve rahmet deryasından bir damla da olsa, nasiplenmeyi hak eden kullarından eyle bizi. Hayırlı Kandiller.
Ey Rabbim. Razı olacağın amellerle süsle ömrümüzü, Razı olacağın kullarından eyle bizi. Regaip Kandiliniz Mübarek Olsun.
Ey yüce Peygamber senin hürmetine yaratıldı tüm alemler. Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun, Allah dualarını kabul etsin. -Bugün günlerin en güzeli. Bugün en sevdiğimizin doğum günü. Hepimizin sevgiliye layık olma dileği ile Regaib kandiliniz mübarek olsun.
Fani Dünyanın padişahı değilim. Gönül hırkalarını yamar giyerim. Dostlarla ağlar, dostlarla gülerim. Siz sevdiklerime, iyi kandiller dilerim.
Gecenin güzel yüzü yüreğine dokunsun, kâbuslar senden uzakta, melekler başucunda olsun, güneş öyle bir gecede doğsun ki duaların kabul, kandilin mübarek olsun.
Geçmişin bugünIe, ışığın göIgeyIe umudun gerçekIe, ışığın göIgeyIe, üzüntünün neşeyIe, öfkenin sevgiyIe barıştığı nice kandiIIere.
Gel ey Muhammed bahardir, dualar ardinda sakli, aminlerimiz vardir. Hacdan döner gibi, Mevlüt'den kandili iner gibi gel gel. Bekliyoruz yillardir. Kandiliniz mübarek olsun Gül bahçesine girenler gül olmasalar da gül kokarlar. Kainatın en güzel gülünün kokusunun üzerinizde olması temennisiyle. İyi Kandiller.
Gül dalında güzel, dikense gülle güzel, toprak yeşille gök ise mavi ile güzel, gözler manayla eller duayla güzel. Regaip Kandilimiz Mübarek Olsun.
Gül sevginin tacıdır o yüzden her bahar gülle taçlanır, o gül ki Muhammed (SAV)'ı anlatır. Muhammed (SAV)'ı anlayana gül koklatılır, gül kokulu KANDİLİNİZ MÜBAREK olsun.
Gün vardır, bin yıldan uzun gelir bize, bir yıl vardır bir günden kısa gelir bize. Bire bin yazılan bu gecede dua edelim Rabbimiz'e. Hayırlı kandiller.
Güneşi yüreğinde gözleri ufuklarda muhabbet yolcuları arasında cennet hesabı yapmayan cennetlikler arasında olmanın duasıyla hayırlı kandiller.
Güneşin pembeliğiyle doğan, saflığıyla süzülen, herkese nasip olmayan mutluluk denen o en güzel duygu hep seninle olsun. KANDİLİNİZ MÜBAREK olsun.
Günler bize dostların güzelliği ile, geceler onların duaları ile mübarek oluyor. Umudumuz dostların hediyesi, duamız sizlerin sevgisi. Kandiliniz mübarek olsun.
Her keder bir kader iIe takdir ediIir. Ve kedere değiI kadere boyun bükenIer nur iIe temizIenir. Rabbim güzeI yazıImış bir kader ve ona tebessümIe boyun eğen bir tesIimiyet nasip etsin. Dua iIe Regaip kandiIinizi kutIarım.
Her tomurcuk yeni bir gülün, her gül yeni bir baharın, her kandil yeni rahmetlerin habercisidir. Rahmet ve mağfiret dolu kandil geçirmenizi dileriz.
Her yerde haddini biIen, gönüI aynasını siIen, mahşerde beraat edip yüzü güIen kuIIarından eyIe bizIeri Ya Rabb. Regaip kandiIiniz mübarek oIsun.
Huzur damlaları serpilsin yüreğine, en güzel mutluluklar yaşansın günlerinde, her bir hayalin gerçekleri bulsun, her türlü duaların kabul olsun, regaip kandilin mübarek olsun.
İslam'ın nurlu yüzü kalbine dolsun Makamınız cennet Hz. Muhammed komşunuz olsun Günlerinize mutluluk, gönlünüze saadet dolsun Kandiliniz mübarek olsun Kalpler vardır, sevgiyi yaşatmak için,insanlar vardır, dostluğu paylaşmak için, mübarek günler vardır, Beraberce kutlamak için. Ümit ederiz ki bu mübarek gece, zor günler geçirdiğimiz; fakat gelecek adına umutla dolu olduğumuz su dönemlerde yeniden bir uyanışa vesile olur. Regaib kandiliniz mübarek olsun.
KardeşIiğin daimi oIduğu, sevgiIerin birIeştiği, dostIukIarın bitmediği yine de mutIu, umutIu ve sevgi doIu, rahmetIerin yağmur gibi yağdığı nice kandiIIere.
Kendisine dua edenleri geri çevirmeyen, günahları bağışlayan, her şeyi bilen, gören ve duyan Yüce Allah tüm dualarımızı kabul etsin. Regaib kandiliniz kutlu olsun.
Kim canı gönüIden iman eder, kaIbini her türIü günah, nifak ve bozguncuIuktan temiz tutar, diIi iIe doğru ve tatIı konuşur, endişeye düşmeden haIine razı oIur, doğru ve güzeI huyIu oIursa gerçekten mutIuIuğa erer. HayırIı kandiIIer.
Konsun yine pervazlara güvercinler, hu hulara karışsın aminler,mübarek akşamdır, gelin ey Fatihalar, Yasinler. İyi Kandiller.
Mevla çekirdeğe orman gizlemiş, yılanın zehrine derman gizlemiş, tahıl tanesine harman gizlemiş, mübarek gecelere cennet gizlemiş, hayırlı kandiller.
Mubarek Regaip kandilinde yaptığınız tüm duaları Allah kabul etsin. Hayırlı kandiller.
Mübarek aylara Selam olsun. Selam olsun Ey Regaib. Tüm Dualarınızın kabul olması dileğiyle. Hayırlı kandiller.
Mübarek günler vardır , beraberce kutlamak için . Regaib Kandiliniz Mübarek Olsun .
Mübarek Regaip kandilinde yaptığınız tüm duaları Allah kabul etsin. Hayırlı kandiller.
Nuruyla alemimizi Şereflendiren Efendimizin (s. A. S) Şefaatine nail olmanızı dileriz. Regaib Kandiliniz Mübarek Olsun.
Peygamber Efendimizin buyurduğu gibi, 'Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır.' bu mübarek günleri duasız geçirmemek dileğiyle, kandiliniz mübarek olsun.
Rabbim. (Gireceğim yere) doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla. (Çıkacağım yerden de) beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver.” (İsra 80) Kandiliniz Mübarek Olsun.
Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru. (Ali imran 147) Regaip kandilimiz mübarek olsun.
Rabbimiz. Hesap görülecek günde, beni, ana babamı ve inananları bağışla. (İbrahim 41) Selam ve dua ile hayırlı kandiller.
Regaib Kandilinin, hayatımıza yeni ufukların açılmasına ve vesile olması dileğiyIe.
Regaip gecemizin gerçek beratlarımıza vesile olmasını, Ramazan ayına arınmış gönüllerle, günah yüklerimizden berat etmiş olarak girmeyi nasip etmesini Yüce Allah'tan diler; Regaip Kandilinizi kutlarız.
Regaip kandiIiniz mübarek oIsun. Bu günIerin feyzi üzerinize, Rahmeti geçmişinize, bereketi evinize, Nuru Ahiretimize, sıcakIığı yuvamıza doIsun. Regaip kandiIiniz mübarek oIsun.
Regaip kandilin mübarek olsun. Allah sana sevdiklerinle beraber mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamayı nasip etsin.
Regaip Kandilinin, hayatımıza yeni ufukların açılmasına ve vesile olması dileğiyle. HAYIRLI KANDİLLER.
Regaip Kandili'nin, İslam aleminin yeniden dirilişine vesile olması dileğiyle, geceniz mübarek, dualarınız kabul olsun.
Regaip kandiliniz mübarek olsun. Kalpleriniz imanla dolsun.
Ruhu Aşk ve muhabbet mührüyIe damgaIı, kaIbi kutsi dava iIe sevdaIı, sinesi heyecan, coşku tufanı ve şükür notaIarı iIe örüImüş güzeI insan, kandiIin mübarek oIsun.
Rüzgârın kemanını çaIdığı ve yağmur damIaIarının pencerene vurduğu bir gecede yatağına uzanıp, keşke dediğin tüm güzeIIikIerin sizin oIsun. HayırIı KandiIIer.
Semanın kapılarının sonuna kadar açılıp rahmetin sağanak sağanak yağdığı böyle bir gecede düşen damlaların seni sırılsıklam etmesi dileğiyle kandilin mübarek olsun.
Sen öyle bir insan ol ki akıllara dursun sen ona buna değil Allah'a kulsun sen zulmettler için de parlayan nursun senin gibi dostun Regaip Kandilin Mubarek olsun.
Size karanfilin sadakatini, sümbülün bağlılığını, menekşenin tevazusunu, lalenin gururunu, leyleğın saadetini versek, bize de dua eder misiniz? Kandiliniz mübarek olsun.
Sofranız afiyetli, paranız bereketli, kararlarınız isabetli, yuvanız muhabbetli, kalbiniz merhametli, bedeniniz sıhhatli, yüzünüz mutlu, dualarınız kabul olsun, kandiliniz kutlu olsun.
Şeytan senden çok uzakta, melekler başucunda olsun, duaların kabul, kederlerin son bulsun. Kandilin mübarek olsun.
TaIihiniz gözIeriniz kadar berrak, kaderiniz bakışınız kadar güzeI, umudunuz yarın kadar yakın, yarınınız aşkınız kadar mutIu, aşkınız Regaip kadar mukaddes, duaIarınız istediğiniz gibi makbuI oIsun.
Üç aylar olarak bilinen Recep, Şaban, Ramazan ayları manevi yönden daha önemli ve hayırlıdır. Recep ayının ilk Cuma gecesi Regaip kandilidir. Yani bu gece ALLAH'ın rahmet ve bağışlamasının bol olduğu gecedir. Edilen dualar, tövbeler bu gece kabul olunur. Yürekler binbir nurla doludur. Kandiliniz kutlu olsun.
Ümit ederiz ki bu mübarek gece, zor günler geçirdiğimiz; fakat gelecek adına umutla dolu olduğumuz şu dönemlerde yeniden bir uyanışa vesile olur. Regaip kandiliniz mübarek olsun.
Varlığı ebedi olan, merhamet sahibi, adaletli Yüce Allah kendisine dua edenleri geri çevirmez. Dualarınızın Rabbin yüce katına iletilmisine vesile olan kandiliniz mübarek olsun.
Ya Rabbi. Her Yerde Haddini Bilen, Gönül Aynasını Silen, Mahşerde Beraat Edip Yüzü Gülen Kullarından Eyle Bizleri... (Amin) Hayırlı Kandiller.
Ya Rabbi. Sesimizi duyansın, hallerimiz bilensin. Açtık gönlümüzü sana, Sen Sen imdat eyle, Sen affeyle, sen yollarımızı hayır eyle. Melekler daima duacınız olsun. Yüreğiniz ferah, imanının bol olsun. Sevgili Peygamberimiz Şefaatçimiz olsun. Regaip Kandilimiz Mübarek olsun.
Ya Rahman Ya Rahim. Sen ki dilediğine ölüm, dilediğine hayat verirsin. Hayatımızı ibadetle ihya eyle, ölümümüzü imanla süsle, Amin. Regaip kandilimiz Mübarek olsun.
Yağmur yüklü bulutlar gibi gelen, eteğindeki hayır cevherlerini başımıza boşaltan ve bizlere mutluluk veren kandilin, büyüsüne kapılmanız dileğiyle. Nice kandiller.
Yağmurun toprağa hayat verdiği gibi dualarında hayat bulacağı bu gecede dua bahçesinde yeşeren fidan olmak dileğiyle kandiliniz mübarek olsun.
YakınIık ne mekânda ne zamandadır sadece eIIer yukarı kaIktığında akIına geIenIer yakın oIdukIarındır kandiIiniz mübarek oIsun.
Yoktan var eden, varlığından haberdar eden, yaratıp imtihan eden, imtihan edip sabır veren Allah'ın bütün müminleri bağışlaması dileğiyle. Regaib geceniz mübarek olsun.
Yüce Allah mübarek Regaip kandili hürmetine hayatın şereflisini, rızkın bereketlisini, vücudun sıhhatlisini, ahlakın faziletlisini, evladın edeplisini nasip ve müesser eylesin. Hɑyırlı Kandiller.
Yüzünden gülücük, kalbinden sevgi, bedeninden sağlık, çevrende dostluk, ömründen huzur ve neşe eksik olmasın kandillerin hep kutlu olsun.
Zâde duygular yükselsin göklere, yükseklerde hafakan, gözlerde yaşlar, ona susamış dudaklar kadar, açılan eller var. Regaib Kandiliniz mübarek olsun.
REGAİP GECESİ NEDİR? REGAİP KANDİLİ’NİN ÖNEMİ “Recep ayının ilk Cuma gecesine Regaip gecesi denir. Regâib, Arapça bir kelimedir ve “reğa-be” kökünden gelmektedir. “Reğa-be”, kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarfetmek demektir.
Regâib kelimesi Kur’an’da geçmemektedir. Ancak “reğabe”den türemiş olan çeşitli kelimeler, Kur’ân’da sekiz yerde geçmekte ve “reğabe”nin ifâde ettiği mana için kullanılmaktadır (el-Bakara, 2/ 130; en-Nisa, 4/ 127; et-Tevbe, 9/59,120; Meryem, 19/46; el-Enbiyâ, 21/90; el-Kalem, 68/32; el-İnşirah, 94/8).
Terim olarak Regâib, Türkçe’de kandil geceleri dediğimiz mübârek gecelerden biridir. Hicrî takvime göre, yedinci ay olan Receb’in ilk cuma gecesi Regaip Kandilidir. Bu gecede Yüce Allah’ın rahmet, bağış ve yardımlarının dağıtıldığına inanılır.
Regâib gecelerinde dua etmek, tövbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi çeşitli ibâdetlerle geçirmek, genel olarak alimler arasında kabul görmüştür.
Resûlullah ümmetine şu duayı telkin etti:
اَللّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فيِ رَجَبٍ وَ شَعْبَانَ وَ بَلِّغْنَا رَمَضَان “Ey Allâhʼımız! Receb ve Şâbânʼı mübârek eyle, Ramazanʼa mülâkî eyle/ulaştır.”(Taberânî, Evsat, IV, 189; Beyhakî, Şuab, V, 348. Krş. Ahmed, I, 259) Üç Aylar, dua ve tövbelerimizin kabul edilme ümidini daha fazla hissedeceğimiz aylardır. Recep Ayı ile başlayan, Şaban ile devam eden ve Ramazan Ayı ile sona eren Üç Aylar’ı dualarla ibadetlerle geçirmek çok önemlidir.
REGAİP GECESİNİN FAZİLETİ Bu geceyi ibâdetle geçirmenin sevâbı çok büyüktür. Fakat bu gecede kılınacak namazın sünnet veya mendup olması hakkında kuvvetli bir delil bulunmamaktadır. Bu gecede toplanıp, cemâatle namaz kılınması bid’at sayılmaktadır. Zaten, Terâvihten başka hiçbir nâfile namazın, çağrışarak cemâatle kılınması sünnet değildir, mekrûh sayılır. Ancak bir yerde bulunan, iki üç kimsenin bu gibi namazları cemâatle kılmaları câiz görülmüştür..” (İslâm İlmihali, Ö. Nasuhi Bilmen sh: 207) Peygamberimiz şöyle buyurdular:
“Beş gece vardır ki onlarda yapılan dualar geriye çevrilmez. Recebin ilk (Cuma) gecesi, Şabanın ortasında bulunan gece, Cuma gecesi, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı geceleridir.” (Beyhaki, Sünen, Şuabül-İman, 3/342) Bu sebeple Müslümanlar bu geceleri hep ihya etmişlerdir.
REGAİP GECESİNİN GÜNDÜZÜNDE ORUÇ TUTMANIN ÖNEMİ Zamanın her anı değerlidir ve boşa harcanan zamanın telafisi mümkün değildir. Bu nedenle insan ömrünün her anı çok değerlidir. Ancak bazı zamanlar vardır ki onların kıymeti diğer zamanlardan daha fazladır. Regaip gecesinin içinde bulunduğu Recep ayı da bunlardan biridir.
Sevgili Peygamberimiz Recep ayı girdiği zaman şöyle buyurdular:
Said İbn Cübeyr’den (r. A.) nakledildiğine göre: “Recep ayındaki oruçtan sordum. Bana şu cevabı verdi: İbn Abbas’ı (r. A.) dinledim şöyle demişti:
“Resulullah Recep ayında bazı yıllarda öyle oruç tutardı ki biz; galiba hiç yemeyecek (ayın her gününde oruç tutacak) derdik. (Bazı yıllarda da öyle) yerdi (ki biz galiba hiç oruç) tutmayacak derdik. (Ebu Davud, Sünen, K. Savm 56, (II, 811)) Kaynak: Türkiye Diyanet İşleri
Yaşlı bir marangozun emeklilik çagı gelmişti. İşveren müteahhidine, çalıştıgı konut yapım işinden ayrılarak eşi ve büyüyen ailesi ile birlikte daha özgür bir yaşam sürmek tasarısından söz etti. Çekle aldıgı ücretini elbette özleyecekti. ne var ki emekli olması gerekiyordu. Müteahhit, iyi işçisinin ayrılmasına üzüldü ve ondan, kendisine bir iyilik olarak, son bir ev yapmasını rica etti. Marangoz, kabul etti ve işe girişti, fakat gönlünün yaptıgı işte olmadıgını görmek pek kolaydı. Baştan savma bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı. Kendini adamış oldugu meslegine böyle son vermek ne büyük bir talihsizlikti!. İşi bitirdiginde işveren, evi gözden geçirmek için geldi. Dış kapının anahtarını marangoza uzattı. “Bu ev senin” dedi, “Sana benden hediye” Marangoz şoka girdi. Ne kadar utanmıştı! keşke yaptıgı evin kendi evi oldugunu bilseydi. O zaman böyle yapar mıydı hiç! Bizim içinde bu böyledir. Gün be gün kendi hayatımızı kurarız. Çogu zamanda da, yaptıgımız işe elimizden gelenden daha azını koyarız. Sonra hatamızı anlarız ama iş işten geçmiş olacaktır. Marangoz sizsiniz. Hergün bir çivi çakar, bir tahta koyar ya da bir duvar dikersiniz. “Hayat bir kendin yap, tasarımıdır” demişti biri. Bugün yaptıgınız davranışlar ve seçimler, yarın yaşayacagınız evi kurar. Öyle ise onu akıllıca kurun. Unutmayın. Paraya ihtiyacınız yokmuş gibi çalışın. Hiç incinmemiş gibi sevin. Kimse izlemiyormuş gibi dansedin. Ve lütfen, bu sözleri bir arkadaşınıza iletin. Ben ilettim.
Yakışıklı bir genç ve yaşlı bir Yahudi uzun bir tren yolculuğunda aynı kompartımanı paylaşırlar. İhtiyar biner binmez, genç adam saati sorar, ancak yanıt almaz. Tüm gece süren yolculuk boyunca da hiç konuşmazlar. Ertesi sabah, varışÂ¸ istasyonuna gelmeden önce, ihtiyar "Şimdi saat 8.30 oldu!" der. Genç, şaşkınlıkla "Niye ancak şimdi cevap verdiniz ki?" diye sorar. "Bakınız, genç adam: Size dün akşam saati söylemiş olsaydım, sohbete baslayacaktık. Bana muhtemelen, benim de gittiğim kente yolculuk ettiğinizi ve belki de oraya ilk kez gittiğinizi söyleyecektiniz. Ben de, iyi bir insan olduğum için, sizi evime davet edecektim. Orada kızım ile tanışacaktınız. Çok güzel bir kız olduğu için, onu kesinlikle beğenecektiniz. Eh, siz de çirkin sayılmazsınız - o da, sizi beğenecekti. Kuvvetle ihtimaldir ki, bu iş evliliğe kadar gidecekti. Ben de düşündüm: Saati bile olmayan meteliksiz bir damatla, benim ne işim var.
Vietnam'da savaştıktan sonra sonunda evine dönmekte olan bir asker hakkında bir hikaye anlatılır. San Francisco'dan ailesini aradı -Anne baba, eve dönüyorum, ama sizden bir şey rica ediyorum. Yanımda bir arkadaşımı da getirmek istiyorum. -Memnuniyetle, onunla tanışmak isteriz,diye cevapladılar.. Oğulları, -Bilmeniz gereken bir şey var diye devam etti. -Arkadaşım savaşta ağır yaralandı. Bir mayına bastı ve bir koluyla ayağını kaybetti. Gidecek hiçbir yeri yok, ve onun gelip bizimle kalmasını istiyorum. -Bunu duyduğuma üzüldüm oğlum. Belki onun başka bir yer bulmasına yardımcı olabiliriz. -Hayır. Anne, baba, onun bizimle yaşamasını istiyorum. -Oğlum, dedi babası, -Bizden ne istediğini bilmiyorsun. Onun gibi özürlü biri bize korkunç bir yük olur. Bizim kendi hayatımiz var, ve bunun gibi bir şeyin hayatımıza engel olmasına izin veremeyiz. Bence bu arkadaşını unutup eve dönmelisin. O kendi başının çaresine bakacaktır. Oğlu o anda telefonu kapattı. Ailesi ondan bir süre haber alamadı. Ama birkaç gün sonra, San Francisco polisinden bir telefon geldi. Oğullarının yüksek bir binadan düşüp öldüğünü öğrendiler. Polis bunun intihar olduğuna inanıyordu. Üzüntü dolu anne-baba hemen San Francisco'ysa uçtular ve Oğullarının cesedini tespit etmek için şehir morguna götürüldüler. Onu tanıdılar, ve bilmedikleri bir şey daha öğrenince dehşete düştüler: Oğullarının sadece bir kolu ve bir bacağı vardı. Bu hikayedeki aile de bir çoğumuz gibi. Güzel olan yada birlikte olmaktan zevk aldığımız insanları sevmek bizim için çok kolay, ama bize rahatsızlık veren yada yanlarında kendimizi rahatsız hissettiğimiz insanları sevmiyoruz. Bizim kadar sağlıklı, Güzel yada akilli olmayan insanların yanından uzak durmayı tercih ediyoruz. Ney seki, bize bu şekilde davranmayan biri var. Biz ne kadar bozulmuş olursak olalım, bizi sonsuz ailesinin yanına çağıran şartsız sevgiyle seven biri. Bu gece, uyumadan önce, insanları olduğu gibi kabul edebilmemiz ve bizden farklı olanlara karşı daha anlayışlı olabilmemiz için gereken gücü vermesi için Allah'a kısa bir dua edelim.
Mahkeme salonunda, seksenlerindeki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla suskun, Ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleri ve keskin çizgileriyle bıkkın bakışları süzüyordu etrafını. Ve Hakimin tokmak sesiyle sustu uğultu ve tok sesiyle, sözü yaşlı kadına verdi, hakim. “Anlat teyze neden boşanmak istiyorsun.?” Yaşlı kadın derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı. “Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan.” Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonunda. Sessizlik bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu, kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından. Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı, kadın neler diyecekti. Herkes onu dinliyordu. Yaşlı kadının gözleri doldu. Ve devam etti. “Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim. O bilmez. 50 yıl önceydi. O çiçeği bana verdiği çiçeklerin arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm. Yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım. Her gece güneş açmadan önce bir tas suyla sulayacağım onu diye. İyi gelirmiş dedilerdi. 50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi. Ta ki geçen geceye kadar. O gece takatim kesilmiş. Uyuyakalmışım. Ben böyle bir adamla 50 yıl geçirdim. Hayatımı, umudumu her şeyimi verdim. Ondan hiç bir şey göremedim. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim.” Hakim, yaşlı adama dönerek; “Diyeceğin bir şey var mı baba” dedi. Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi. “Askerliğimi, reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım, o bahçenin görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim. Fadime’mi de orada tanıdım. Sedefleri de. Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim. O çiçeklerle doludur bahçesi. Kokusuna taptığım perişan eder yüreğimi. İlk evlendiğimiz günlerin birinde boyun ağrısından onu hekime götürdüm. Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi. Her gece uykusunu bölüp, uyansın, gezinsin dedi. Hekimi pek dinlemedi, bizim hatun. Lafım geçmedi. O günlerde tesadüf bu çiçek kurudu. Ben ona gece sularsan geçer dedim. Adak dilettim. Her gece onu uyandırdım. Ve onu seyrettim. O sevdiğim kadının yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece o çiçek ben oldum. Sanki. Ona bu yüzden tapabilirdim.” dedi adam o yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle. “Her gece O yattıktan sonra uyandım. Saksıdaki suyu boşalttım. Sedef gece sulanmayı sevmez, hakim bey. Geçen gece de. Yaşlılık. Ben de uyanamadım. Uyandıramadım. Çiçek susuz kalırdı amma, kadınımın boynu yine azabilirdi. Suçlandım. Sesimi çıkartamadım.” O an Mahkeme salonunda her şey sustu. Ertesi sabah gazeteler “Sedef susuz kaldı” diye yine yalnızca neticeyi haber yaptılar.
Oturduğu banktan kalktı, üzerindeki denizci üniformasını düzeltti ve şehrin büyük tren istasyonundaki insanları incelemeye koyuldu. Gözleri o kızı arıyordu, kalbini çok iyi bildiği, ama yüzünü hiç görmediği, yakasında gül olan o kızı. Ona olan ilgisi bundan on üç ay önce Florida’da bir kütüphanede başlamıştı. Raflardan aldığı bir kitabın içindeki yazıdan çok etkilenmişti. Kitaptan değil, sayfalardan birinin kenarında kurşun kalemle yazılmış minik notlardan. Yumuşak el yazısı düşünceli bir ruhu ve insanın içine işleyen bir karakteri yansıtıyordu. Kitabın baş sayfasında, o kitabı en son okuyan kişinin ismini gördü: Bayan Hollis Maynell. Biraz zaman ve çaba sonunda adresini buldu. Bayan Maynell New York’ta yaşıyordu. Blanchard ona kendisini tanıtan ve mektup arkadaşı olmayı teklif eden bir mektup yazdı. Ertesi gün de İkinci Dünya Savaşı’na katılmak için Avrupa’ya doğru yola çıktı. Daha sonraki bir yıl bir ay boyunca birbirlerini mektuplarla tanıdılar. Her mektup kalplerine düşen bir sevgi tohumuydu sanki. Bir romantizm başlıyordu. Blanchard kızdan bir resmini istemişti, ama kız reddetti. Kendisini gerçekten önemsiyorsa nasıl göründüğünün ne önemi vardı?. Sonunda Blanchard’in Avrupa’dan dönüş günü geldi çattı. İlk buluşmalarını ayarladılar. New York Tren İstasyonu’nda akşam saat tam 7’de.”Beni tanıman için” diye yazmıştı kız mektubunda, “Ceketimin yakasında kırmızı bir gül takılı olacak”. İşte saat tam 7’ydi ve Blanchard yüzünü daha önce hiç görmediği, ama kalbini sevdiği o kırmızı güllü kızı arıyordu. Hikayenin gerisini Bay Blanchard’dan dinleyelim:
- ” Birden genç bir kızın bana doğru yürüdüğünü farkettim. İnce ve uzun boylu, dalgalı sarı saçları o güzel kulaklarının önünden omuzlarına düşmüş. Çiçek rengi mavi gözlü. Dudaklarının ve çenesinin muntazam kıvrımları ve açık yeşil giysisiyle insana sanki baharın geldiğini müjdeleyen bir kızdı. Ben de ona doğru yürümeye başladım. O kadar etkilenmiştim ki yakasında gül olup olmadığına bakmak aklıma bile gelmedi. Ona yaklaşınca, dudaklarında hafif ve tahrik edici bir gülümsemeyle bana ‘Benimle aynı yöne mi gidiyorsun, denizci?’ diye fısıldadı. Neredeyse kontrolsüz bir şekilde ona doğru bir adım daha atıyordumki, o anda Hollis Maynel’i gördüm. Kızın tam arkasında duruyordu. 40’ını çoktan geçmiş, grileşmeye başlamış saçlarını şapkasının altında toplamış. Şişmana yakın, kısa boylu, kalın bilekli ayakları topuksuz ayakkabılara gömülmüş. Kafamı çevirdim, yeşil giysili kız hızla uzaklaşıyordu. Kendimi ikiye bölünmüş hissettim; arzularım kızı takip etmemi, ta içimden gelen bir istek ise ruhu bir yıldır bana eşlik eden kadınla kalmamı söylüyordu. İşte orada öylece duruyordu. Solgun, kırışık suratı kibar ve duygulu, gri gözleri sıcaktı. Çekinmedim. Beni tanımasını sağlayacak mavi deri ciltli kitabı ona doğru tuttum. Bu aşk olamazdı, ama, mutlaka değerli, belki aşktan da güzel, çoktan beri minnettar olduğum ve olacağım bir arkadaşlık gibi bir şey olabilirdi. Kadını selamladım, her ne kadar gizlemeye çalıştıysam da pek başaramadığım hayal kırıklığımı belli eden sesimle ‘Ben Teğmen John Blanchard, siz de Bayan Maynell olmalısınız. Sizinle buluşabildiğim için çok mutluyum. Sizi yemeğe götürebilir miyim?’ diye sordum. Kadının yüzüne bir gülümseme yayıldı: ‘Neden bahsettiğini bilmiyorum delikanlı’ dedi, ama şu az önce buradan geçen yeşil elbiseli kız bu kırmızı gülü yakama takmamı rica etti benden, ve eğer siz beni yemeğe davet edecek olursanız kendisinin sizi caddenin karşısındaki büyük restoranda beklediğini söylememi istedi. Dediğine göre bu bir çeşit sınavmış .”
Osman efendi, bir sabah müthiş başağrısıyla uyanır. İlaç aldığı halde geçmez. Bir-iki gün bekler, ağrı devam edince doktor çağırır. Doktor muayene eder, ağrı kesiciler verir, gider. Lakin, Osman Efendi'nin başağrısı azalacagı yerde artmaya başlar. Başka doktorlar çağrılır. Osman Efendi, Uşak'ın ileri gelenlerindendir, ağrıyı kesebilene servet vaat eder. Doktorların hiç biri ağrıyı durduramadığı gibi, sebebini de bulamazlar. Uşak halkı, birbirine karışır, başağrısından geceleri uyuyamayan Osman Efendi'yi, İstanbul'a karar verirler. İstanbul'da eniyi doktorlar seferber olurlar. Röntgenler, beyin tomografileri çekilir, testler yapılır... Görünüşe bakılırsa, Osman Efendi turp gibidir. Oysa, dayanması gittikçe zorlaşan başağrısı ve gözyaşları, hayatını çekilmez hale getirmiştir. Osman Efendi bu defa da apar topar yurtdışına götürülür. Haftalarca hastanede kalır, onlarca profesör tarafından konsültasyon ve testler yapılır. Fakat yine bir teşhis konulamaz. Artık yerinde kalkamayan Osman Efendi'ye ağrı kesici igneler verilir ve son günlerini evinde geçirmesi tavsiye edilir. Osman Efendi bitkin, ailesi perişandır. "Kader" denilir, Uşak'a dönülür... Osman Efendi, yayla evinde bir odaya yatırılır ve ağrı kesici ignelerle ölümü beklemeye başlar. Birgün hastanın keyfi yerine gelsin diye, Osman Efendi'nin eski berberi olan Berber Mehmet çağrılır. Berber yerinden kalkamayan Osman Efendi'yi traş ederken adamcagız derdini anlatır ve "ölümü beklediğini" söyler. Berber Mehmet, bir an düşünür. "Bey'im..." der, "Sakın sizin burnunuz da kıl dönmüş olmasın?". Bir bakar;"Hah, işte..." der, "Kıl dönmüş..." Osman Efendi'nin şaşkın bakışlarına aldırmaksızın, çantasından cımbızı kaptıgı gibi kılı çeker. Ev halkı Osman Efendi'nin köyü ayaga kaldıran çıglıgıyla, odaya koşar. Berber Mehmet, Osman Efendi'nin elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttugu yirmi santimlik kılla kapı dışarı edilir. Osman Efendi'nin kanayan burnuna, pansuman yapılır, kolonyalar koklatılır ve yaşlı adam tekrar yataga yatırılır. Ertesi sabah Osman Efendi aylardan sonra ilk defa, rahat bir uykudan uyanır. Gözlerinin yaşarması geçmiştir. Başağrısından ise eser kalmamıştır. Dönen kılın, sinire yürüyüp gittikçe uzayarak dayanılmaz ızdıraplara yol açtıgını, doktorlar ancak o zaman keşfeder. Çözümün bu kadar basit olabilecegi kimsenin aklına gelmemiştir. Sapasağlam ayaga kalkan Osman Efendi, berber Mehmet'i yanına çağırır ve ona bir servet bagışlar. Şimdi bu gerçek hikayeden çıkarılacak dersler; 1. Mehmet Efendiler'in fikirleri var, dinlemek gerek. 2. Bazen büyük sorunların çok basit çözümleri olur. 3. Burnundan kıl aldırtmayanların başı çok ağrıyabilir.